ZÜBÜK EFENDİ'DEN İNCİLER
Mursi'ye, verilen idam kararını duyunca bugün Beyoğlu'nda yaptığı konuşmada şöyle bir kıvırmayla Rabia işaretini yeniden anlamlandırdı. "Hayırlı olsun" demeye gerek kalmayacak kadar hayırsızlığını ilan etmiş oldu. Tam da "Tek millet, tek devlet, tek bayrak tek vatan" derken "Tek Erdoğan" da diyecekti ki lafı kursağında gizli tutmayı son anda başardı. Bu yakınlarda daha bi ileri giderek Rabia işaretindeki parmak sayısını beşe çıkaracaktır. İslamın şartıyla özdeşleştirip şöyle diyecektir: "Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan ve tek Erdoğan". Böylelikle bu şartları topluma dayatmış ve kanunlaştırmak için seçimleri bekliyor olacaktır. Rabia için göz yaşı döken, Mursi için elinden geleni ardına koymayan bu zat-ı zalim, şimdilerde Mursi'yi hepten unutmuşa benziyor. Ülke öyle bir noktaya geldi ki dün cuma namazı için ezan okunmayarak Erdoğan'ın gelmesi beklenmiş ve namaz bir saate yakın ertelenmiştir. Artık tanrının ayetleri Erdoğan'ın gerisinde kalmış, ilahi ve son söz Erdoğan'ın sözü olmuştur. Bu denli kibre ve zorbalığa tutunmuş olan bu zübük, inanan koyun sürüsüne nasıl bir çoban olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu utanmazlığı bu ülke nasıl kaldırıyor cevabını bulamasak da, gelinen bu nokta ülkenin içinde bulunduğu çöküntüyü çok iyi anlatan bir fotografı gözler önüne sermektedir. "Lanet olsun" demek yetmeyecek kadar kahrediyor insanı...
Bunun nasıl bir dönek, nasıl bir şeytan, nasıl bir yalancı, nasıl bir dolandırıcı ve nasıl bir sahtekar olduğu dünya daha yeni yeni anlamaya çalışıyorken, biz anlamakta zorlanıyor ve halen onun her türlü düzenbazlığına alkış tutmaya çalışıyoruz.
Muaviye'yi dahi geride bırakacak kadar zalimleşen ve tüm kıvraklığıyla sahtekarca, yalancılığı ispatlandığı halde, her ipte ve her telde cambaz gibi zıplayarak, kendi koltuğunu ve hırsızlıktan yürüttüğü parayı korumak için elinden geleni ardına koymayan bu diktatörü daha ne kadar başınızda taşıyor olacaksınız? 50'nin üzerinde HDP bina ve seçim bürosuna baskın yaptırıp, seyrine devam etmekle kalmazken, kendi yedeğinde bulunan yardımcılarıyla topyekün HDP'ye saldırmaktadırlar. Bu saldırılarda polis gücününün yanısıra daha da ileri giderek Işid'çileri devreye koymuş, devletin tüm olanak ve gücünü seferber ederek devletin valisi gibi görünmüş olsalar da esasen AKP'ye çalışan vali ve kaymakamlarla köşe bucak insan avına çıkarak hep birlikte HDP'ye vurmaya çalışıyorlar. Yalnız bilmedikleri bir şey var! Onlar vurdukça HDP'yi daha güçlü hale getiriyorlar. Yani baltayı kendi ayaklarına vuruyorlar ama farkında değiller. Organize bir örgüt haline getirdikleri devlet sistemini tümüyle kendi hizmetine göre şekillendirmiş olsalar da, kendilerine sundukları güç ve imkandan kendileri de kurtulamayacaklardır. Ondan dolayıdır ki ne kadar hukuksuzluk varsa devreye sokuyorlar ve kanun dışı korsan bir yönetim anlayışını seçerek yol almaya çalışıyorlar. Yani ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyen gözü dönmüş hainlerle savaşıyor bu halk.
Değişim dedikleri dönüşüm ile ecdatlarının kapısına kadar dayanmak ve kapıkulu köle bir toplum yaratma derdindeler. O ecdat ki oğul babayı kesmiş, baba oğulu boğdurmuş, kardeş kardeşi zehirletmiş. Ne için? Koltuk ve hırsları için! Gidenin yerine yeni bir baba, yeni bir evlat ve kardeş koyamadılar. Bunun üzerinde siyasetini geliştiren bu Muaviye soyu, ülkeyi ileriye götürmek yerine eli kanlı katil ecdatlarına sığınmakla yol bulmaya çalışıyor. Yaşadığı çağı unutacak kadar cahilliklerini sergilemiş oluyorlar. HDP barajı aşacak elbet ama, sizin boğmak istediğiniz halk kesimleri sizi salyalarınızda boğana kadar demokrasiye giden yolda mücadeleye devam edecektir.
İpek Bayrak
16.05.2015
Bunun nasıl bir dönek, nasıl bir şeytan, nasıl bir yalancı, nasıl bir dolandırıcı ve nasıl bir sahtekar olduğu dünya daha yeni yeni anlamaya çalışıyorken, biz anlamakta zorlanıyor ve halen onun her türlü düzenbazlığına alkış tutmaya çalışıyoruz.
Muaviye'yi dahi geride bırakacak kadar zalimleşen ve tüm kıvraklığıyla sahtekarca, yalancılığı ispatlandığı halde, her ipte ve her telde cambaz gibi zıplayarak, kendi koltuğunu ve hırsızlıktan yürüttüğü parayı korumak için elinden geleni ardına koymayan bu diktatörü daha ne kadar başınızda taşıyor olacaksınız? 50'nin üzerinde HDP bina ve seçim bürosuna baskın yaptırıp, seyrine devam etmekle kalmazken, kendi yedeğinde bulunan yardımcılarıyla topyekün HDP'ye saldırmaktadırlar. Bu saldırılarda polis gücününün yanısıra daha da ileri giderek Işid'çileri devreye koymuş, devletin tüm olanak ve gücünü seferber ederek devletin valisi gibi görünmüş olsalar da esasen AKP'ye çalışan vali ve kaymakamlarla köşe bucak insan avına çıkarak hep birlikte HDP'ye vurmaya çalışıyorlar. Yalnız bilmedikleri bir şey var! Onlar vurdukça HDP'yi daha güçlü hale getiriyorlar. Yani baltayı kendi ayaklarına vuruyorlar ama farkında değiller. Organize bir örgüt haline getirdikleri devlet sistemini tümüyle kendi hizmetine göre şekillendirmiş olsalar da, kendilerine sundukları güç ve imkandan kendileri de kurtulamayacaklardır. Ondan dolayıdır ki ne kadar hukuksuzluk varsa devreye sokuyorlar ve kanun dışı korsan bir yönetim anlayışını seçerek yol almaya çalışıyorlar. Yani ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyen gözü dönmüş hainlerle savaşıyor bu halk.
Değişim dedikleri dönüşüm ile ecdatlarının kapısına kadar dayanmak ve kapıkulu köle bir toplum yaratma derdindeler. O ecdat ki oğul babayı kesmiş, baba oğulu boğdurmuş, kardeş kardeşi zehirletmiş. Ne için? Koltuk ve hırsları için! Gidenin yerine yeni bir baba, yeni bir evlat ve kardeş koyamadılar. Bunun üzerinde siyasetini geliştiren bu Muaviye soyu, ülkeyi ileriye götürmek yerine eli kanlı katil ecdatlarına sığınmakla yol bulmaya çalışıyor. Yaşadığı çağı unutacak kadar cahilliklerini sergilemiş oluyorlar. HDP barajı aşacak elbet ama, sizin boğmak istediğiniz halk kesimleri sizi salyalarınızda boğana kadar demokrasiye giden yolda mücadeleye devam edecektir.
İpek Bayrak
16.05.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder