ÇERKESLERİN SESSİZ AĞLAYİŞİ.!
Sesiz, sedasız kanayan bir soykırım ve Çerkezler.
Çerkes halkının kendini yeterince ifade edemiyor oluşu bunun gündeme gelmesini engelliyor maalesef.
151 yıl önce yaşananların hesabını Rusya verseydi bu gün Suriye, Irak ve bölge ülkelerinde bu kadar pervasızca,birbirlerine karşı meydan okumaz, tecevüzler, hak ihlalleri, kafa kesmeler, soykırım yaşanmaz ve bunca katliam, acı ve gözyaşı olmazdı.
Hiç bir katliam ve soykırım bir diğer soykırım ve katliamda daha acısız değildir. İnsanlar hiç bir ayırım yapmadan bu konular üzerinde kafa yormalı ve 'benim acım seninkiden daha kutsaldır mantığından uzak durmalı'. Yaşamlarımızı otak kıldığımız bu dünyada, neden acılarımız ortak değil ki?
Çerkes halkının kendini yeterince ifade edemiyor oluşu bunun gündeme gelmesini engelliyor maalesef.
151 yıl önce yaşananların hesabını Rusya verseydi bu gün Suriye, Irak ve bölge ülkelerinde bu kadar pervasızca,birbirlerine karşı meydan okumaz, tecevüzler, hak ihlalleri, kafa kesmeler, soykırım yaşanmaz ve bunca katliam, acı ve gözyaşı olmazdı.
Hiç bir katliam ve soykırım bir diğer soykırım ve katliamda daha acısız değildir. İnsanlar hiç bir ayırım yapmadan bu konular üzerinde kafa yormalı ve 'benim acım seninkiden daha kutsaldır mantığından uzak durmalı'. Yaşamlarımızı otak kıldığımız bu dünyada, neden acılarımız ortak değil ki?
1864'te Çarlık Rusya'sında 1 milyon çerkesin katledilmesiyle gerçekleşen acı olay.. Karadeniz kıyısına vuran cenaze parçaları, kemikler toprağına kavuşmadan yok olup gitti. Kuşlar yuvalarını insan saçlarından yaptılar.. kimse hesabını sormadı, kimse sesini çıkarmadı.. peşinden gelen tecrit, dışlanmışlık ise hala devam etmekte..
Dünkü tarihi; çerkez'lerin en acılı ve en tarifi mümkün olmayan karanlıktan aydınlığa çıkanların kara bir günü olduğunu ve bu güzel insanların acısına kısmende olsa dokunmayi arzu ederken, vicdanımın sesli haykırışına da kulak vermiş oldum.
Sessiz ve sedasız kendi içinde ağlayan bu toplumu görmemezlikte gelinmeyeceğini ve onların acıyan yarasını görmemeyi uygun görmediğimi belirtirken, onların yanında olduğumu bildirmek isterim. Bu acılara tanık olan bir kültürden geldiğim için, ezilen, sömrülen ve soykırım uygulanmasına uğrayan hiç bir halkı teğet geçme gibi bir lüksümüzün olmadığını ifade etmekten yarar görüyorum.
Ölümden çıkmayi başaranlar, geride kalanların acı hatıralarını diyardan diyara taşırken, ardında ağırlığınca acı bırakarak ve acıları omuzlayip yaşamaya tutundular. ama bunların acısını görecek ne bir ülke ve ne de bir milletler topluluğu vardı. 'O'nun içindir ki, karadenizin en karanlık günüdür 21 mayıs 1864. sürgün sırasında doğan bebekler denize bırakıldı. Eşleri savaştayken rus askerleri çerkez kadınlarına tecavüz etti.
Çoğu kadın kendini zaten öldürdü bu yüzden. Bu sıradan bir göç hikayesi değil. Toprağından memnun olmayıp ayrılış hikayesi değil. Zorla kanatarak vatanından kopardılar ve çerkezleri sürgün ettiler.
Değerli dostlar acılarınız, acımızdır. Bizler acılarımızı, yoksulluk ve dışlanmışlıklarımızı birleştirdiğimiz birgünde, ancak kurtuluşumuz mümkün olabilir.
Sizleri en derin saygılarımla selamliyor ve acınızı paylaşiyorum. Bütün dünyada yapılan soykırım ve insanlığa karşı işlenen hertürlü katliamı lanetliyorum.
Değerli dostlar acılarınız, acımızdır. Bizler acılarımızı, yoksulluk ve dışlanmışlıklarımızı birleştirdiğimiz birgünde, ancak kurtuluşumuz mümkün olabilir.
Sizleri en derin saygılarımla selamliyor ve acınızı paylaşiyorum. Bütün dünyada yapılan soykırım ve insanlığa karşı işlenen hertürlü katliamı lanetliyorum.
İpek Bayrak.
22.05.2015
22.05.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder