12 Kasım 2013 Salı

UNVAN SAHİBİ OLMAK, İNSANI EŞEK OLMAKTAN KURTARAMİYOR BAZEN.!!

Prof. dr. Ahmet Akgündüz, Aleviler ve Alevilik hakkındaki zehirli düşüncelerini kendisine iade ederken, bu kadar cehallet anlayişini taşıyan bir prof. unvanına sahip olan kişiyide kınıyoruz. İnsanın erdemi unvanından dolayi olunmuyor ne yazık ki! İnsanın yüreğinde kiri varsa, beyninde örümcek ağını kurmuş ise, ve o olumsuz düşüncenin girdabında çıkamiyorsa, bundan öte söyleyecek anlamlı bir ifade de olmaz elbet! Bu tür beyanlar cehallettinizi kapatacak, ayıbınızı örtecek bir durum hiç değildir.
Ahmet Efendi, unvanını kullanarak adam olacağınıza, insanlığınızı ve dünya ya olan bakışınızı değiştirip, bir parça insan olmanızı biz aleviler olarak erdem sayardık. Sizin aleviler hakkındaki düşünceleriniz değil kardeşliği korumak, bi arada nefes alamayi bile gerek bırakmayacak kadar olumsuz bir anlayişin tezehürrüdür.

Elbette, bazı tespitleriniz doğru olabilir. Biz toplum ve inanç olarak aranızdan oluşan ağın çok ötesindeyiz.
Sizinle, inanç, düşünce ve kültür bakımında çok farkliyiz. Siz, islam ve din anlayişiyle algınızı geliştirirken, aleviler dünya yi algılayişleriyle, evrensel bakışlarıyla, insana dönük anlayişiyle, kendi inanç ve kültür öğesiyle, kavramayi hakk saymaktadır. Birinci fark burada yatar. Yani tam anlamiyle farklı ve sizin irşaat anlayişinin çok dışındadır alevilik.!

Siz kabeye dönerek arayişlerinizi tamamlamaya çalışırken, aleviler insana ve yaradanın yaratmış olduğu tüm varolana dönerek inancını tamamlamaya çalışmaktadır. Bunun en büyük yaklaşımı ve bakışı sevgidir. Alevilik bir sevgi ağı olduğu kadariyla, bir sevgi inancıdır. Yaradanın ya da evrenin varlığı bir sevginin kaynağıdır. Varolana inanıp sahip çıkmak ve onu sevgiyle korumakla yükümlüdür. Bunun neresi senin anlayişinla bağdaşabilinir?

Hiç bir kitap, İnsan değerinden ve sevginin oluşumundan daha değerli değildir. Sevgisiz bir dünya yaşamınında kimseye bir faydası yoktur. Bu yazdıklarım gerçek inanç sahibi olanlara değildir asla. Gerçek inanç gönül kabesinden gizlidir. oraya doğru bakan her tür güzelliği ve çirkinliği görebilir. Yani nasıl bakıldığına ve nasıl gördüğüne bağlıdır. Başka yerde din aramanında bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar kan dökülen din anlayişinden sonra.!!! Vicdan dinin ve adaletin anahtarıdır. Vicdanı olmayanın hiç bir güzelliği, dini, inancı ve doğru bakışıda olamaz.

Kuranı her şeyden üstün tutmanız ise, bizlerle sizin arasındaki varkın nasıl, ortaya koyduğunu iyi açıklamaktadır. Kuran'nın kutsallığı insanın kutsallığından daha değerli ve önemli değildir.
Her güzellik insan içinse, ya da her gelen kitap insan için, gelmiş olduğunu kabul edersek, buda demekdir ki, insan en kutsal değerdir ve kitapların arasında boğulmayacak kadar da yüce bir varlıktır. Allah, tüm melekleri insana secdeye çağırırken bunun içindı.!! Hani sizde öyle diyorsunuz ya.!! Cennet anaların ayağı altında derken, kadınlara ve analara yapmadığınız kötülük yoktur. Bu nasıl bir tezzattır.?

Kuran veya herhangi bir inanca tabii olanlar, yaradana insanın erdemleri, doğanın ve evrenin varlığı kadar değerli olan insan yaşamı üzerinedir.
Tanrı kitapları gönderirken, insanı değerli bulduğu içindir.
İnsan önemli olmamış olsaydı, tüm dini kitaplar insanlardan önce gelirdi.
Evrenin varlığı da, insanın ve tüm canlıların yaşamsal varlığı kadar kutsal olduğu içindir. Biz aleviler böyle bakar ve böyle inanırız!

Bizler insanı böyle görürken, siz din adına insanları parçaliyor ve ciğerlerini söküp yemekte ve vahşi hayvanlar gibi her yeri talan etmektesiniz. Kan döken, insan yakan, her kötülüğü, kendinden hak gören hiç bir inancın ve dinin içinde olmayacağız. Bizim, inancımız sevgi ve hoş görü inancıdır. Tanrıya giden yolda budur. Biz tanrının insanii kamilden görürken, siz din adına allahı sevindirmek için kadınlara, çocuklara ve insanlığın en ulaşılmaz değerlerine tecevüz ederek, kendinizi ifade ediyorsunuz. Nasıl sizinle bir oluruz? Tarihin hiç bir döneminde sizinle ayni düşünüp ve sizin gibi yaşamı benimsemedik.

Siz doğayi katlederek, tahrip ve yağmalayarak, hak hukuk tanımadan, insan kanını içmek için mucadele ederek hayat bulmaya çalışırsınız, biz ise, hayatta varolan her şeyin kutsallığına inananarak saygı göstererek ve koruyarak hayat vermeye çalışıyoruz..
Siz beş vakit namaz kılarak, beş şartın yerine getirilmesi için göbek kaşıyarak, inançlarınızı yerine getirirken, bizler inancımızın gereği olarak, insana dönük ibadetlerimizi cem olarak yapmakta ve inanç merkezlerimizde cem evleri olduğunu kabul ederiz..

Siz ahıret diye bilinmeyen bir dünya için hizmet ederek kelle kesmeye kadar vukku bulurken, bizler bu dünya yi yaşanır kılar, kabe ve cennet olması için dua ve hizmetlerimizi yapmaktayiz.
Siz, kadınlarınızı insan olarak görmeden köle muamelesini yaparak, onlara hiç bir yaşam hakkını tanımadan her türlü zulmü reva görürken, biz kadınlarımızı en kutsal varlıklar arasına alarak saygı göstermekteyiz.

Çünkü gelen her kitaptan kadının doğurganlığından dolayi kutsal bir varlık olarak sayılmış ve toplumsal değerler içinde, önemli bir konumda olduğuna yer vermiştir.
Biz yaşatırken, sizler öldürmeye, bölmeye, çalmaya, talana hizmet etmeye, doğayi yok etmeye, yaşamsal olan tüm damarları kesmeye yönellik bir hizmet içerisindesiniz.

Sayacağımız o kadar farklı ve ayrı düşünceler varki, biz hiç bir şekilde birbirimize benzemeyiz.!
Zaten benzemiş olsaydık, bizler tarih boyu bu kadar katliamları, zulümleri yaşayip görmezdik.
Biz size benzemiş olsaydık, siz sünni ve biz alevi olarak hayat bulmazdık.
Biz size benzemiş olsaydık, sizin gibi din adına insan kesmez ve dünyayi kana bulamazdık. Dönün bir islam ülkelerine bakınız, hangi birisi yaşama dair bir ümit vadetmektedir?

Dünya bu kadar karanlığın gömleğine sarılmış kan revan içindeyse, bunu tüm islam ülkelerin cennet saydıkları cehnnemini insanlığa yaşatmalarındandır. Bu kadar zalim bir din ve inaç olursa, insani vicdan taşıyan bir bireyin buna gönül katacağını düşünmüyoruz. Kirinde ve karanlığında arınmayan bir inaç sistemi, ne kendini kurtarmaya yönellik bir davranış sergiler ve ne de insanlığın kurtulmasına hizmet eder!

Siz burayi hal yoluna koymadan öte dünya için çalışırken, biz buranın yaşamsal alanı olarak her türlü hizmeti yapmaktan geri kalmayacağız. İbadettin en belirgin noktası budur!
Çoook Farklar var aramızdan çoookkk.

Onun için siz henüz kardeşlik kavramını bilmezken, sizin bizim kestiğimizi yemezken, bizleri tanrının varlığı olarak görmezken, bizim ne inanç olarak, ne düşünce olarak, ne de kültür olarak, sizinle hiç bir ortak yanımız yoktur ve asla olmayacaktırda.

Cemaat ve devletin dayatığı aleviler olmayacağız ve olmamak içinde canımız pahasına direneceğiz. Bu oyunlar alevileri asimle edip, cemaat, devlet ve cem vakfin ihanetti içerisinde yok etmek için atılmış bir adım olduğunuda biliyoruz. Bu alevilere yapılmış olan en büyük darbe ve tuzaktır. Alevilerin bundan büyük bir ders çıkarmaları gerektiğine inaniyorum. Bu ayrıca hiç bir katliama da benzemiyor ve tehlike çok daha büyük ve ötelerdedir. Buna hoş görüyle bakan kim olursa olsun, ihanet etmiş olur. Toplumsal inancımıza göre düşkün ilan edilmiştir.

Her din ve inanç kendisiyle yaşam bulursa doğrudur ve yaşatılırsa, insanlığın kazancıdır. İlkin islamcılar olarak, döktüğünüz bunca kanı temizleyin ve ondan sonra başkaların hakkında konuşma lütfüne ulaşın. Sizin haddinize değildir aleviliği tarif etmek. Siz Peygamberin torunlarına ihanet edip kesenlerden değilmisiniz? Daha neyi tartışıp konuşacağız ki?

Dininizi rant parazında kurtarmaya, insanlığın yaşamsal alanına saygı göstermeye, siyasetin kirinden arındırmaya, diyanettin kanalında kurtarmaya ve her türlü toplumsal uzlaşiyi sağlamaya, hakkın bir varlığı olarak kabul edip görmeye çalışırsanız belki hem dini ve hemde kendinizi bu zulümden kurtarmış olursunuz. Dünyayi kana boğan hiç bir dinin inancın insanlığa, bilime ve geleceğe faydası yoktur.
Dönün kendi içinizi ve dine yüklemiş olduğunuzun yanlışlarında arınıp kurtulunuz.
Yoksa bu zulümü yapan din, dünyanın karanlığına ve insanlığın yok oluşuna hizmettir.
Bundan öte, haddinizi bilmenizi tafsiye etmekteyiz. Bu kirli düşünce ve söylemleriniz için sizi men ediyorum. Saygılarımla..

İpek Bayrak..30.10.2013

Not:
Bu yazım dilini Hollanda daki bir kurumdan da paylaşmış olduğumu belirtmek isterim. Yazım tarihi bir ay öncesine dayalıdır.
Ayrıca, yine tekrarlamaktan fayda bulduğum için yaziyorum. Gerçek inanan hiç bir bireyin toplumun, ya da her hangi bir dini rencide ederek değil, bize biçilen gömleğini niçin giyimek istemediğimizi bellirtiğim bir yazım parçasıdır paylaştığım. Söylemek istediğim bugün islam adına insanlığa ve dünyayai kana boğanlaradır. Her birey kendisine yakın olan mesajini mutlak almış olur. Gerçek inanları kırdıysam özürc dilerim. Benim sözüm size değildir. Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder