12 Kasım 2013 Salı

544 HASTA MAHKÜMDE MEKTUP VAR!!

Soner Şimşek editörlüğünde yapılan bir haberi izlerken, insan vicdanın ne kadar derin incindiğini, acıdığını anlatma imkanına sahip olmama çaresizliğini yaşadım.. Sessiz bir ölümün son nefeslerini izlerken, göz yaşlarımın avuçlarımı ıslatığını hissettim. Guatama işkencesinde daha beter hale getirilmiş, bunca insanın üzerindeki baskıları artıran veya eksik etmeyen bir zulmün ortasında bize ses vermeye çalışan bunca insanın dramına kullak vermek ve onlara destek olmak diye tepki göstermemizin zamanı değil mi artık.?

Kimdi bu insanlar veya neden cezaevlerinde olduklarının düşünme, hissetme, duymayan kullaklarımızla duyma, kapalı bıraktığımız vicdanlarımızı açma, konuşmayan dilimizi çözme, acıyan yaraları kapatmaya, zulmün onlara reva gördüğü yaşamı değiştirme diye bir derdimizin olduğunu düşünüyorum.!!!

Bunlar bizdik, kardeşlerimiz, çocuklarımız, babalarımız, eşlerimiz, analarımız, bacılarımız, halalarımız, dayılarımız, amcalarımız, teyzelerimiz ve insanlarımızdı. Bizim, bize sahip çıkma diye bir sorunumuz yoksa zaten biz biz değiliz artık demekten başka çarede kalmiyor.!

İşçekence ve eziyetler sonucunda hastalanan bunca siyasi mahkümün tedavileri yapılmazken, ayrıca tek hücrelerde tutulup ölüme terk edilmiş ve sessiz sedasız aramızda alınmaya yeltenmişlerdi.
Bir ülkenin vicdanı kaybolmuşsa, hukuk sistemi çöküntüye uğramış ise, hak adalet arayişi duvara toslayip kendini vurmaya çalışmış ise, orda insan hakları olduğundan söz edilemez.

Bu anlayiş tarih boyu bizi boğazlayan, boynumuza ipi takıp çekmeye çalışan bir zihniyettin devamıdır. Dünde böyleydi, bugünde böyle ve değiştirmeye çalışmazsak yarınımızda bu olacaktır.

Gençlerin ve toplumun genel yaşamını bloke eden iktidar ve devletin çılgın yazgısını bozacak gücü bulamazsak, bizde bunlar kadar suçlu ve bunlar kadar vicdansız olacağız demektir.. Çünkü her toplum istediği şekilde yönetilir ve yönetilen biçimi benimsemeye çalışırsa, ayni suç unsurunu üstlenmiş olur!

İnsan hakkı olan yaşamı bu şekilde cezalandırmak ve düşüncelerinden dolayi insanlığı yok etmek, nazii dönemini aratmayacak bir sürece girmiş demektir. ( Bazen düşünüyorum da acaba hitler yaşamış olsaydı, başefendinin eline su döker miydi ; dökmez miydi? ) Yani yaşanan bu haksızlıklara karşı her bireyin sorumlu davranıp, insanii ve vicdani gereğini yerine getirmelidir.
Bizi yaşatan, insan kılan onur ve vicdanımızın sessidir. Bu sessi doğru yerde ve doğru zamanda karşılık verebilirsek, o vakit insan olduğumuzu anlamış olacağız.

544 Hasta mahkümün yüzbinlerce haksız yere yatan insanlarımızın özgür olunmasına kadar haykırmaliyiz. Bu dava insanlık davasıdır. İnsanlığımızdan vaz geçmeyeceğiz. Bir kişi kalsak bile! Buda böyle biline baş efendi.!!!

Hastaların derhal serbest bırakılıp, son dönemlerini aileleriyle geçirmelerini sağlamak veya tedavileri için yardımcı olmaktır. Bu büyük bir haksızlığı ve mağduriyetti beraberinde getirmektedir. Babanızın çiftlğinde çıkarınız bu ülkeyi artık.!! Yarınlara çok geç kalınmadan.!!

VİCDANIM ÇOK ACIYOR ÇOOOOK!!

Saygılarımla...

İpek Bayrak...9.11.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder