HER SALTANATIN BİR ÇÖKÜŞÜ MUTLAK VARDIR.!!!
Ülkede gelişen skandallardan dolayi, Hakan Şükür'ün istifasiyla ilgili ağız tadıyla bir yazı yazıp, konuşamadık bile.!! Son yüz yılın en büyük hırsızlık operasyonun bu hükümet döneminde gelişmesi tessedüfi değildir. Başkaların çocukları hakkında anne ve babalara seslenen iç işler bakanı, neden kendi çocuğuna sahip çıkmayipta ülkenin talan edilmesine göz yummuştur.?
Bunu tüm hükümet ve bakanlara sorma hakkına sahip değilmiyiz? Aradan birgün geçtikten sonra Arınç efendinin açıklama yapması, sarsıntı ya da şokun ne denli büyük olduğunu bize anlatmaktadır. Bu olayin ardında hemen bazı müdürlerin görevde alınması, şokun bir kısmını bastırmak ve biraz daha düşünüp, toparlamanın hesabını yapmaktadırlar.
Başbakan'ın dün yapmış olduğu konuşmada, halkın hiç bir şeyden haberi yokken, meydan okuması ve masumiyet gölgesine tekrar sığınması, bu ülkenin nasıl bir noktaya geldığini göstermektedir. Orda bulunan toplum bu sözlerin durup dururken neden konuştuğunun hesabını yapmadan veya sorgulamadan, tüm gücüyle başbakan'ın, sözlerine karşı birliktellik gösterisine dönmüştü. Bu konuşma yolsuzlukların üstünü kapatmak içindi çünkü. Ama halk bunu bilmiyordu.!!
Ülkenin bedeni, ruhu, ilkesi, yaşamsal tarzı, ekonomisi, hukuk anlayişin, siyasi yapısı nasıl çürüdüğünü,kokusunun her tarafı ve ülkenin dışına kadar yayılamsı, hiç şaşırtıcı değildir. Hükümet taraftarların yapmış oldukları açıklamalarda ki, hashasiyeti kendi mağduriyetlerin üzerinde dem vururken, hiç birisi bu gerçekten büyük vurgundur ve biz bundan utanç duymaliyiz diye bir açıklamaya denk gelen var mı?
Yani korkunç bir enkaz yerde görünüyor olmasında bu kadar onursuzca ve pişkin bir şekilde açıklamaların olması, bir kez daha ülkeyi bu utanç tablosunu yaşatır kılmışlardır.
11 Yıldır bir türlü mağduriyet abidesinden kutulamayan iktidar, cemaat ve kendi aralarındaki saltanat ve mal paylaşımı kavgasında yine başka yerleri hedef gösterir psikolojisiyle, saldırının daha fazala dozunu artırmıştır. Askerleri dizaym edeyim derken, polis devletini güçlendirip, onlara her seferinde övgüler yağdırıp, halkın üzerine kurşunlar yağdırırken, kimseleri görevden almak değil, üstellik ödüllendirerek, görevlerinin başında kalmasını sağladınız.
Ayni polis gezi direnişinde gençleri öldürüp, binlerce yaralı ve binlerce tutuklamalar yaparken emri ben verdim deyip böbürlenen çavuş, bugün o polisin gelip kendi kapısının çalınacağı korkusuyla rengi benzi atmıştır. Kurmuş olduğunuz tuzağa öyle bir gireceksiniz ki, bin yıl yaşamış olsanız bile bu sizin aklınızı başınıza getirmeyecektir. Çok uç noktalara dokunup toplumu bölme aşamasına getirip, hiç acımadan bu kadar sivri alanlar yaratıp, bu ülkede en dehlikeli kuşakların gelişmesine yardımcı oldunuz.!!
Başbakan, kendi özel ulusunu milletini yaratarak, ona karşı muhalif olanlara meydan okumaya devam etmiştir. Herkes düşman ve herkes ona karşı bir rakip algısına girmiş oldu. Bu korku, kendine karşı olan zaaflarını da kullanarak ,bir başka korkuya ülkeyi emanet etmiştir. Birbirlerin kuyruğuna basarak yolsuzluk, hırsızlık, canillik, hukuksuzluk, ayrımcılık, böl parçala ye taktiğini geliştirmiş olarak, birbirinizin düğmesine basarak meydan okumanızdan, ülke darbe görecektir.
Beter olunuz, ama siz beter olunanan kadar da bu ülkenin ekonomisi ve bir çok şey daha dibe vuracaktır. Siyasi kanalların tıkandığı, hırsızların korunduğu, bakanların bunca yolsuzluğun kendi çocuklarınca yapılması ve kendi makamlarında halen oturmaları ise, dünyanınn bir başka yerinde örneği yoktur. Bu utanç verici tablonun sadece bizlere mahsuz olduğunuda belirtmek isterim. İşin ucu size dokununca emniyet müdürlerini hemen görevde alma yetkisini devreye koymuş olursunuz; peki bunca olaylar olunca neden hiç bir polisin veya emniyet müdürünün ayni yerinden durmasını sağladınız?
Duvara yazı yazan 13 yaşındaki çocukta tutunuz da, avukatların, siyasilerin, öğrencilerin, Gaztecilerin, muhalif olan her kim varsa, acımadan ceza yağdırıp içeri tıkarken, kendi hırsızlarınıza koruma zırhını daha güçlendirerek, başka şekilde yol kesmeye çalışmanız hiç bir inandırıcı yanı kalmamıştır. Onun için ülkede bu kadar çürüme varken, demokrasinin gelişmesi, hukukun bağımsız olması, yargının özgür karar kılmasının kolay olmadığını biliyor ve algılıyoruz.. Hiç bir kurum bağımsız değildir ve olmayacakta. Artık çuval delinmiş, pislikleriniz ortalığa saçılmıştır. Bu halkı kandırıp, göbeğinizi kaşımayacaksınız gayri. Şapka düştü kel göründü.
Üstellik yargıyı ve polisi cemaatta teslim ettiniz kendi elinizle, şimdi niye ağlıyorsunuz? Eh, etme bulma dünyasıdır. Koruduğun ilan birgün seninde gövdeni sarar ve tüm kemiklerini içten içe kırarken, bin yıllık zehirinide bırakarak yaşam bulacaktır.
Mademki herkes size karşıdır algısı hakkim, demek ki doğru yerde ve doğru bir merkezde olmadığınızdır.
SENİN ZULMÜN SENİN BAŞINI YİYECEKTİR. BUN U HİÇ BİR ZAMAN UNUTMA BAŞEFENDİ.
Burda muhalif olan tüm güçlerin, bu durumda çok dikkatlı davranılmasında yarar vardır. Hiç birsini ayirt etmeden taraf veya bu daha iyi, bu daha kötü bir algıya kapılmasınlar. Her ikisi kötüdür, her ikisi felakettir ve her ikisi karanlığa hizmet etmektedir.
Saygılarımla...
İpek Bayrak..18.12.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder