24 Şubat 2014 Pazartesi

Urla da, gelişen ırkçı, faşist çetelerin saldırılarını kınıyor ve lanetliyorum.. Her seferinde kargaşa yaratıp toplumsal huzuru dinamitleyen asalak türleri, memleketin talanına, soyulmasına, hırsızlığına, her türlü hukuksuzluğuna karşı ses çıkarmazken, ülkenin dibine dinamit koyanlara teslim olan bu çeteler grubu, kürtlerin, aydınların, demokratların, alevilerin, ermenilerin vs. varlığında rahatsızlık duyup, ortalığı ateşe vermeleri yurt severlikle asla bağdaşamaz. Dün böyle olanlar, bu günü de ayni olmasına çaba göstermektedirler. Bu ülke ne sizin Baba'nızın ne de Baş efendinin çiftliğidir. Sizde bu kafa varken değil talan edilen ülke; sizi ülkeyle beraber satsalar bile sessiniz çıkmayacak kadar aciz birer kişiliksiniz.!

İpek Bayrak..23.2.2014
AŞKIN DİLİ.!

Her aşk gizli kalır
gönül başçesinden,
ses verir her bir sesse.
talan eder 
viran konar sol 
bir yanımıza.

kanadıkça
gül bahçesimiz,
dikenler acır
arzuhalimize.!

nice efkar
nice dert alır,
verir sessizce.!

tüm sözcüklerin dili lal
kederi büyük olur
suskunluğumuza,
ve suskun kaldıkça
çürütür
HER bir yanımızla.

gönül ne ferman dinler
ne şah padişah,
büyüdükçe büyür
kendi dilince.

aşk,
yanlızlığın kederidir
yanlızlık yükler kaderine,
HER GÜN dikenler
batar
sol yanımıza.!

İpek Bayrak..23.2.2014
BERFO ANA VE TÜM ANNELER İÇİN.!! 

Hüzündür her anne'nin
yüreğine DOKUNA kor,
bir tarafı kar borandır
bir tarafı ateş,
yakar derinden
derine giden 
kocaman bir yoldan
yanlızcasına.!
hergün
bir anne ağlar baş ucumdan
sessizce.!

her seferinde ağıttır
göz yaşlarındaki
son damla,
yar, evlat
ve dost hasretine
dokunan tek yürekle.

yavaşta yürür yolculuğu
kedere büründüğü yerde,
sabır taşına anlatır
düşlerini kederle!
hergün bir anne ağlar
baş ucumdan sessizce.!

günlerim sığındı
c.tesiye,
çok sesli korunun tek
sesi kadar
yanlızcasına.

büyür yüreğimdeki
efkarım,
yakar beni derinde.
hergün bir anne ağlar
baş ucumdan
sessizce.!

İpek Bayrak...22.2.2014
YEŞİLE BÜRÜNMÜŞ DAĞLARIN MORU
AKAR MI IRMAKLAR ÇEŞMELER SUYU?
ÖNÜNE SET ÇEKMİŞ ZALİMİN BİRİ
KURUDU ÇAYLARIM, IRMAKLAR NERDE?

İpek Bayrak..22.2.2014

Kurutulan derelerin hazin sonuçlarını bugün yaşiyoruz..Her canlıya hayat veren suların önüne enkaz dikenler, gün gelir tüm yaşamı bu enkazların altına gömeceklerdir.! Her varlığa düşman olan bu zihniyeti binlerce kez lanetliyor ve kınıyorum.. Tüm toplum kendi doğasına sahip çıkmalı ve geleceğini korumalıdır. Yarınlara ertelenen her gelişme, günümüz anlamında çok geç kalmış olacaktır. Suyun olduğu yerde hayat ve zenginlik vardır; onu kurutan aç gözlü caniler, bunu anlamayacak kadar kör, dilsiz ve sağırdırlar. YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!! Saygılarımla..
DİL BİR İNSANIN ANA SÜTÜ KADAR AK VE HAKTIR.!

İnsanın anadili, insanın ak sütü kadar helaldır. İnsanların doğdu yerden yaşamın olduğu her yere kadar kendi dilleriyle kendilerini ifade edebilmiş ve hayat'ta kalmayi başarmışlardır. Dil kıyımı insan kıyımı kadar suçtur ve hukuk dışıdır. Doğanın dili de insan dili kadar önemlidir. Dağı taşı, kurdu böceği, ateşe verenler onların haklarını yok ettikleri kadar, yaşama dair olan tüm canlılarıyla da yok etmişlerdir!. Zalimlerin zulmünden dolayi yasaklanan diller ve toplumsal yaşam hakları yok sayan çağ dışı zihniyetlerin, hiç bir döneme uygun düşmediği gibi, yaşadığımız çağa da uygun düşmemiştir yaptıkları.
Dillerden korkan zihniyetler, tarihin çöplüğünde bile anılmayacak kadar yok sayılmışlardır.. Ana dili yaşamın varoluşu, kişinin kendini ifade etme hakkıdır. Bu doğanın insana sunduğu bir hak olduğu kadariyle ifade biçimidir ayrıca.! Dilleri kanunlarla belirleyemezsiniz, çünkü o doğuşta varolandır. Bunu anlamayan sistem ve yapılanmalar, kendilerini yaşamsal kılmak için başka kültür, dil ve inançlardan da hep korkarak zulüm etmeyi ve yasaklar koymaya devam etmişlerdir.
Bir dil, bir halkın yaşam hakkıdır.. Bir halkı yok etmenin tek yolu, dilini yok etmekle mümkün olabilir! Onun için anadolu corafyasında kaç toplulukların yerleşik yaşamasiyla beraber dilleriyle yok edip, kimliksiz bir toplum yaratma ve tekçi zihniyeti hakim kılmak için nice kıyımlar yaşatılmıştır.. Tabii, bunu kabullenmeyen toplumlarda sistemle savaşarak tekrar dillerine kavuşma çabasına girmişlerdir. Bizler ilkokula giderken, türkçeyi bilmediğimiz için yediğimiz dayağın haddi hesabı bilecek noktada değildik.
Türkçe'yi korumak için, bizi bizimle ajanlık oynuna girişirlerdi. Çocukları ödüllendirip, ya da dayakla uslandırıp ajan olarak köyün içine bırakırlardı. Köyde hangi çocuk ana dilini konuşuyorsa, öğretmenlerine şikayet edilerek ve derse girince de çocuklara karşı dayak merasimi başlardı. Ajanların kim olduğunu asla anlayamazdık.! BELKİDE HEPİMİZDİK!!
Annemizle ancak annemizin diliyle konuşma imkanımız olurdu ve başka bir dil bilmediğimiz için.. Bu bir suç olduğu için dayak bizim merasim hakkımız gibiydi okulda.! Ne acı değil mi?
O kadar ki dayak yiyerek uslu çocuklar, dilsiz çocuklar, kimliksiz çocuklar ve kimsesiz oluveriyorduk..!! Bu zulmün tarifi yok olduğu için bu suçu hergün işleyen devlet, halen bu suçları işlemeye devam etmektedir. Bu zulmü bize reva gören tek millet, tek devlet ve tek bayrak'la yapılan taribatın dışında bir öğreti biçimi değildi. Zorla dayatılan bilmediğin bir kimliğe ait olman ve onun seni anlamadığını anlaman ise daha bir vahim olmuştu.!
Dil yarasını yaratarak bizi binlerce kez öldürmeyi hedeflemişlerdir. Oysa ki insanın tek beslendiği neden insanın diliydi. Onunla şarkılar, türküler, aşklar, sevgiler, acılar, haykırışlar vs. kendimizin bildiği şekliyle ifade ederken bir yaşam biçimiydi ve öylede olmaliydi. Bir çocuğun kendi bildiği bir dil'le anne ve baba demesi kadar daha değerli ne olabilir ki? Bugün dünya dillerinin korunma günü olsa bile, bunu koruyamayan yüzlerce topluluklar dilleriyle beraber yok olmuşlardır.!! Söylenecek çok şeyler olabilir diller hakkında.! Ama sizleri daha fazla yormadan, sıkmadan yazıma son vermek istiyorum.. HERKES KENDİ DİLİYLE ANNE DİYEBİLMELİ VE KENDİ VİCDANİYLE İNSAN OLABİLMELİDİR...!! SAYGILARIMLA..

İpek Bayrak..21.2.2014
GÖNÜL DERYASINDAN GEZDİM DOLANDIM
BAZEN COŞAR İKEN, BAZEN YORULDUM
AŞK DEYİNCE, NİCE UMMAN YÜRÜDÜM
KİMİ MECNUN, KİMİ TUFAN'A YAZDI.!

İpek Bayrak..21.2.2014
Gün gelecek bu halk, şeytanı taşlar gibi AKP ve Cemaatın kör kuyusunu taşlayip lanetleyecektir.!! Şeytan, bile bunların yapmış oldukları düzenbazlıktan utanarak kayiplara karışmıştır.:))

İpek Bayrak..20.2.2014
BUĞDAY İDİM ELEKLERDEN ELENDİM
DEĞİRMEN TAŞIYLA DÖNDÜM UNLANDIM
FAKİR OLDUM NİCE HANE DOLANDIM
ÇOĞALIP BÖLÜNEN PAZAR İDİM BEN.! 

İpek Bayrak.. 20.2.2014
Suriye de, 3 yıldır savaş devem ederken Birleşmiş milletler ve Avrupa birliği ülkeleri bir araya gelmezken, Ukranya için 24 saat içinde toplantı üstüne toplantılar yaparak, yeni tedbirlerin alınması için ellerinden geleni yapiyorlar. Nasıl iki yüzlü bir politika yürütüklerini bir kez daha görmüş olduk.!! 

İpek Bayrak...19.2.2014
HÜDÜĞÜN DÜDÜĞÜ.!!

Anlaşılan odur ki Başbakan, Gül'ün kulağını iyi çekmiştir ki, kulluğa razı olmayi kabullenip noterlik görevini yerine getirmiştir.
Başbakan, kulak çekmeyi çok iyi bildiği için, işlerinin nasıl yürüyeceğini ve hangi yörüngeden kaybolup olmayacağının hesabını bildiğinden dolayi, Gül'ü, kendi emrine alarak bir korunmaya ihtiyaç duymuştur.. İyi de Gül'ü kim koruyacak Erdoğan da, işte o belirsizliğini koruyor.? Bunu bilmiyoruz ama görünen o ki, ülkeyi tümüyle hizaya getirmeye çalışan bu zihniyet, daha bir acılı reçeteler yazarak Gül'ün onayinden geçirmeye tekrar çalışacaktır. Asıl seçimlerden sonra biz bir çok olaylara ve daha fazla baskıların yaşanmasına tanık olabilecek noktalara gelmiş olacağız.

Gül'ün her onayinden dolayi bunlar güçlerine güç katarak, biraz daha rejimlerini sağlama alarak yürüyeceklerini hesapliyorlardır. Ama, baharın getirmiş olacağı bir başka gelişmelerde mutlak olacaktır. Baskı yaşayan toplumların patlama noktasına getirecebilecek her türlü olumsuzluk, iktidarın başına çuval öremesi de mümkündür..

Kekeme olan, sağır ve dilsizliğini her seferinde ortaya koyan Abdullah Gül, bu ülkenin kalemini bir kez daha kırmış olması ve hükümetin olumsuzluklarına onay vermesi, geçmiş zihniyetinden bir gram kadar vaz geçmiş değildir. Abdullah Gül, yasaları çiğneyip, baskıcı rejimin baskılarına yenik düşerek süç işlemiştir.

Sınır tanımaz davranışlariyle, hukuksuzluklariyla ülkenin canına okumaya devam ederken, dudakların arasında laflarını gizleyen Cumhurbaşkanı, demokrasının herkes için bir ihtiyaç olduğunu vurgulaması da başka bir tahlisizliktir.

Sizin onaylayacağınız hiç bir yasayi tanımiyor ve takmiyoruz. Bu da böyle biline! Saygılarımla...

İpek Bayrak::::19.2.2014
YİĞİT OLAN ÖLMEZ YAŞAR HER YERDE
ÖLÜM, ÖLÜR ONLAR ÖLMEZLERDENDİR
PİRSULTAN'DAN DEVİR ALDI DENİZLER
ULAŞ, MAHİR ÇAYAN BİLENLERDENİZ.!

Ulaş Bardakçı'nın ve tüm devrim şehitlerin anısına adiyorum.. Sevgi ve saygıyla selamliyorum..UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ.!!

İpek Bayrak..19.2.2014
İLGİLİ TÜZEL VE ÖZEL KİŞİLİKLERE, DEVLET KURUMLARINA VE GÖREVLİLERİNE DUYURULUR

Facebook hesabımdaki tüm demokratik protesto, bilgi, haber, yorum ve kaynağı gösterilen sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasasının; MADDE 25: Düşünce ve Kanaat Hürriyeti; MADDE 26: Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti" kapsamında tarafımdan yapılmıştır. 

Demokratik düşünce ve kanaatlerimin engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle "hakkımda olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi", TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarım saklı kalmak üzere, peşinen reddederim.

Demokrasi dışı hiç bir eylemde bulunmam ama demokratik haklarıma müdahale edilmesini de asla kabul etmeyeceğim.
Kamuoyuna ve ilgililere duyurulur.
18.02.2014
İpek Bayrak..
İPEK'İ KOZADAN ÇIKARIP ÖRDÜN
DİYARDAN DİYARA ALIP SAVURDUN
BAZEN BARIŞIKTIN BAZEN DARILDIN
ŞU KARA BAHTI MI YAZ BENİM İÇİN.!

İpek Bayrak..18.2.2014
Başbakan ve iktidarı ve cemmatın karanlık yapılanması ülkeyi bir kazan gibi görüp, dibini kinle, kibirle,nefretle, korkuyla, hukuksuzluklariyla, soygunla, talanla, zulümle ve her türlü haksızlıkla besleyerek, kötülüklerine yeni nifaklar katarak ülkeyi yakmaya devam ediyorlar..!! Buna dur diyecek devrimciler, muhalif gruplar, aydınlar, vicdan sahibi olan tüm halklar mücadele edip, bu karanlığa karşı gücünü göstermelidirler... ÜLKE ATEŞ İÇİNDE YANMAYA DEVAM EDERKEN, HEPİMİZİ TOP YEKÜN YAKMAYA DEVAM EDİYOR.!!! SAYGILARIMLA..

İpek Bayrak..18.2.2014
HEY SEVDİĞİM NEDİR BU KADAR NAZIN?
YANIP KÖZE DÖNDÜM BAK SENİN İÇİN
HARAP ETTİN ÖMRÜM TUZA ÇEVİRDİN
ERİYİP YOK OLDUM GÖR SENİN İÇİN.!

İpek Bayrak..17.2.2014
Başbakan, 70 yıl önce ki eğitimle bugünkü eğitimin nasıl yapıldığını anlatınca, 70 yıl önceki nüfüs sayımından pek haberi yok gibi davranarak bugünü kıyaslaması, yine bizleri hayrette düşürmüştür. O günlerden hiç bir şeyin yapılmadığı ve hepsini iki katiyla biz 11 yıl içinde başardık diye nutuk atmaktadır. İyi de o yıllarda daha karasabanlı bir hayattı sürdüren toplum, bugünkü gibi eriştiğimiz iletişim ve bilgi çağında değildiler; Sayin Başbakan.!! Ayrıca, en büyük bütçenin eğitime harcandığını veya ayırdıklarını söylüyor ve yine yalan söylemeye devam ediyor. Yıllardır bilinen bir görüş var ve en büyük bütçe sahibi Diyanet işleri başkanlığına ayrılan bütçedir.?
Diyanet işlerine ayrılan bütçe, bir kaç bakanlık bütçesine eş değer olduğunuda biliyoruz.. Bugün eğitime övgüler yağdırırken, çocukların nasıl eğitildiklerini de biliyoruz. Bunları konuşan Başbakan'ın ar damarı kesin çatlamıştır. Bu kadar ayrımcılığı hortlatan, kin, kibir, haset ve düşmanlık duygularını tetikleyen Yavuz Selim'den sonra ilk görünen kişi yine Başbakandır. !!
12 Eylül yasaların bile daha gerisine kayan bir iktidarın, hergün yalan dolanla vaazlarını sürdürürken ülkemin adına ne denli utandığımı anlatamam size.!! AMA BUNLARIN YAPTIKLARI HİÇ BİR KÖTÜLÜKTEN UTANMİYOR VE DAHA İLERİ GİDEREK, DÜŞMANLIKLARINI RAHAT BEYAN EDEREK HIZLARINA HIZ KATİYORLAR.. Kime düşman ve neye düşman? Dışardan bir işgal var da biz bilmiyoruz ? Bu kadar düşmanlık niye? İnsanlık ve bilim düşmanı bu zihniyet değişmedikçe, bu ülkeye ne huzur ve ne de barış gelir. Saygılarımla..

İpek bayrak..17.2.2014
MANSUR'UN DARINDA ERİDİM DURDUM
YUSUF KUYUSUNDA MURADA ERDİM
ET İLE KEMİĞE KAÇ KEZ BÜRÜNDÜM
YOLUM GELDİ PİRSULTAN'A DÜŞ OLDU.

İpek Bayrak..16.2.2014

Tüm dostlara iyi pazarlar.. Sevgilerimle..
Kabataşda ki olaydan dolayi, bu kadar yalanları hiç fire vermeden konuşan Baş Efendi, her zaman olduğu gibi büyük bir ayrışmayi yaratarak koşmaya devam ediyor. Ülkeyi mağdurlar mezarına çevirmiş haberi yok. Ama türban üzerinde veya bir başka mağduriyet yaratarak oy pusulasını güçlü tutmaya çalışırken de, hergün bir başka yalana ve iftiraya kulaç açmaya devam etmektedir.. 

Gezi Direnişinden dolayi binlerce yaralı ve sakat bıraktıkları yetmediği gibi, bir sürü gencin hayatına mal olan polis şiddettine karşı, kahramanlık destanına sarılan Başbakan, hiç birgün bu olup bitenlere karşı ağzını açmazken, ayrıca polisin şiddettine karşı polis teşkilatına ödüller bile verdiğinide bu halkın çok iyi bilmektedir. Halen mağduriyet makalesini yazan Başbakan, ülkeyi sanki kendisi yönetmiyormuş gibi sızlanıp yırtınmasını anlayan varsa, benim bundan sonra diyebilecek hiç bir sözümün kalmadığını belirtmek isterim.. Sanki bir başkası yönetiyormuş bu ülkeyi.? Yöneten o, şikayette bulunan o..!! Bundan bir gariplik yok mu sizce?

Kabataş'ta normal yürümekte olan sadece o bahsedilen türbanlı bayan olmadığıda açıktır. Saldırı olmuş olsaydı tüm türbanlı hanımlara olmuş olacaktı.? Bu kadın iftira etmek için eve gidip, koca dayağını yedi veya kocasına bacak aralarının morarmasına yardımcı olması için rıcada bulunmuş olmadığını kim idaa edebilir ki? İftira kampanyasına başlandıktan sonra kendi başına her türlü fellaketi getirip bir başkalarına rahatlıkla çamur atabilirsiniz.! Başbakan bu kadar yalanı söylüyorsa, bunları da rahatlıkla yapılması için bir plan uygulanmasına gidebilirler.! Tıpkı camiide içki içilmediği gibi!! İÇİLİR OLARAK SÖYLENMESİ..!!

İpek Bayrak..15.2.2014
ERDOĞAN'IN, HUKUKU VE HUKUKÇULARI.:

Hırsızlıktan tutuklanan bir kısım haramiler ve onları serbest bırakma kararını veren yargıçlar, hangi kanun ve hangi vicdana göre bu karar vermiş olduklarını anlamaktan zorlandığımızı belirtmek isterim.
Ülkenin hukukuna darbe vuran ve ayrıca alaycı bir şekilde direk Başbakan'a ve Adalet bakanlığına bağlı hale getirilmiş hukuktan, nasıl bir hukuksuzluk meydana geldiğini biliyor ve görüyoruz. Bu ülkede hukuk hiç bir zaman bağımsız olmamıştı ve şimdiyse tümüyle can çekişir bir şekilde bağımlı hale getirilmiştir.
Faşizmin yasalarında demokrasiye uygun bir hukuk anlayişi çıkması imkansızdır zaten.! Sistemin çöktüğünü hepimiz görüyoruz ve biliyoruz nasıl duvara çivilendiğinide tabii!! Ama yerine konacak demoktasi değil, sadece Erdoğan efendinin diktatör yapısına hızmet edecek bir noktaya getirilmiş oldu.!! Ülkeye hayırlı olsun.. Bu utancın ortağı bu kirli, karanlık ve gelecekten kanlı bir pazarın oluşmasına sessiz kalanlar, korkup boyun eğen harami ve iki yüzlü yalakalarındır.
Toplumları çöküntüye götüren ya dindir, ya milliyetçiliktir, ya da faşist tiktatörlüktür. Bir banka müdürünün evinde milyonlarca dolar çıkıyor ve bu müdür efendi hiç bir şey olmamış gibi serbest bırakılıyor. Bu kararı verenlerden adalet anlayişindan, adalet teccelli edebilir mi?
Adalet ve Hukuk mülkün temmellinde çoktan ayrıldığını ve haramilerin mülklerini koruyan aşamaya geldiğini biliyoruz. Bir ülkenin en temel güvencesi hukuk olmalıdır. Hukuk yoksa hiç bir ilke ve kanunda yok anlamındadır.. Hukuk yoksa güvence ve gelecekte yok anlamındadır. Vatandaş derdini kime anlatacak ve kimden hak arama noktasına gelecektir.? Bunlar çökünce tüm sistemin çöktüğünü hepimiz biliyoruz, ama hiç bir önlem alınacak bir tavır ve davranış içinde ne yazık ki olamiyoruz.!!
Erdoğan'ın yargıçları, bu toplumun ve kendi çocuklarının yüzüne nasıl bakacaklarını da çok merak ediyorum doğrusu. Çocuklar biz size çok iyi bir ülke ve hukuka dayalı, demokrasinin beşiği haline getirdik diye yalan mı söyleyecekler? Onu onların vicdanına bırakmak lazım.!! Bu utancı bu ülkeye bela eden, arsızlara, hırsızlara, soygunculara teslim eden hukukçulardan, adalet ve doğru hukukta çıkmaz.!!
Yargının, bu denli kirletilmesi, tüm toplumun vicdanını ve insanlığını da kirletmiş olması anlamına gelmektedir. Korkuya teslim olan, korkunun kurbanı haline gelen bu anlayişdekiler, gidip direk AKP den, siyaset yapmaları daha isabetli bir karar olmuş olur.
Sayin Hukukçular, kendinizi faşizmin ve bir diktatörün elinde kurtarmaya çalışın ve eğer bunu yapamayacak güçte olamazsanız, gelecek diye bir hayat kurmamız da nafille bir hayaldan ibaret olmuş olur! Sistemler dibe vurunca ya, orda gerçek demokrasi çıkar, ya da faşizm çıkar. Cumhuriyettin bir ayağı zaten faşizmin kendisi olduğu için, varlığından beri şiddet, baskı, soykırım ve darbelerle kendini yaşar hale getirmiştir.
Bu ülke oldu olası faşizmin çarkları arasında inim inim inledi ve sistem kendini yok etmeye çalışırkende bir başka diktatöre teslim oldu.
Bu çöküntü düne veya bugüne ait değildir elbet; dünü bugüne taşiyan yapılanmanın ta kendisidir. Burda önemli olan demokrasinin, hak, adalet ve hukukun özgürce ve batı standartlarına göre, bir yapılanmanın çıkmasiydi. Ama olmadı ve tek adam konuşuyor, tek adam karar veriyor, tek adam ülkenin canına okuyor, tüm ülke seyre dalmış tiyatro izliyor. Cemaatla, birbirlerine dalaşmaları bile bunların sonunu getirmiyorsa, köklerini çok derinlerden aranması lazım diye düşünüyorum..!! HERKES EKTİĞİNİ BİÇİYOR BUGÜN!! ACI ÇEKEN VE ÇEKECEK OLAN HALKIN YOKSUL KESİMİ VE AYRIMCILIĞA UĞRAYANLARDIR.!! Saygılarımla..

İpek Bayrak..14.2.2014
SURİYE'Lİ, ÇOCUKLAR İÇİN!

Toprağın ağladığını hiç gördünüz mü? 
ben gördüm kahroldum
ölen çocukların gözlerinden.!

ne dinliydiler
nede dinsiz,
hepsi birer 
çocuktu
kesildiklerinden.!

tanrılar adına
suçtu;
yaşadıkları
topraklardan,
ana kucağına
hasret büyüyen
çocuklar.

fırat suyu
akarken
binlerce kez ağladı
feryadından,
acılar kerbalanın
acısıydı
sanki,
kesilen her bir
bedenden
her can,
hepsi birer çocuktu
yitirilen
nice can.

kan revandı
her yer
tanrıların
utancından
yitip giden
nice can.

tanrılar hergün suç işliyor
kendi cehnneminden
allah ekber
diyerek,
haykıran
yobazın dilinden.

İpek Bayrak..13.2.2014
SURİYE DE YAŞAMIN ADI SOYKIRIM:
Bu vahşette sesiz kalan ülkeler, ayrıca bu vahşette sebep olan AKP iktidarı ve devleti kuşatan şebekelerin sorumluluğu altında hergün yüzlerce çocuk, kadın, yaşlı ve gençler kıyımda geçmektedir. Bu zulme yardımcı olanlar ve katliamları yaratan yobaz çetelerin başında Erdoğan ve ekibi gelmektedir. Silahların güzergahi Türkiye üzerinde serbestçe yapılmaktadır. Bu ülke suç işliyor ve lahey de yargılanması gereken molla Padişah bozuntusu olan Erdoğan'nın taa kendisidir..
Daha dün haber kaynaklarına düşen ve bir alevi köyünü kuşatan en kanlı insanlık suçunu işleyen şebekeler, rahatça katliam yapmaları için birinci derecede ülkemizi yöneten şebekeler ve suç ortakları ellerinden gelini yapmaktadırlar.
İslam anlayişiniz buysa, tanrı anlayişiniz buysa, bu anlayişi binlerce kez dünyanın ve insanlığın sorgulaması gerektiğine inaniyorum. Suç işleyen bir tanrı olamaz, katliam yaratan bir inanç yerin dibine girsin.!
Kanlı ellerinizle hergün masumiyeti kirleten ve vicdanları sızlatan bu yaratıkların, nasıl canileşip birer varlık olduklarını görmelerine rahmen, hiç bir önlemin alınmaması da çok düşündürücü değil mi sizce? Bunca katliam yapılırken, her hangi bir ülkede veya birleşmiş milletlerden bir kınama görme imkanımizda ne yazık ki olmamıştır.
Bu katliamı binlerce kez kınarken, yaşadığımız çağda insanlığın kendisinin tekrar sorgulanmasından yarar vardır diye eklemek isterim.. Ne kadar kirlenip vicdansız hale geldiğimizi anlamaktan en çok zorlandığımız, karanlıklar içinde olduğumuzu ve bu karanlığın orta da kalkmasını sağlayacak olanda yine bizim insani duruşla ve ilkelerimizle ve direnmekle mümkün olduğunu düşünmekteyim.. TÜM VİCDANIMIZLA TABİİ!!

İpek Bayrak...12.2.2014
BABA'NIN SIRTINDA BİR ÖLÜ ÇOCUK
DERT EKLEYİP GİTTİ VİCDANIMIZA
HIRSIZLAR FAKİRİN SOFRASINDAKİ
BİR SOĞANI BİLE ÇALIP GİTTİLER.

İpek Bayrak..12.2.2014 

Bu dörtlük Van da, Bir Baba'nın sırtında yolculuk eden en ağır ve insan olanın belleğinden, vicdanından hiç silinmeyecek bir karenin anısınadır. Muharrem çocuğun dramında, nice dramların yaşandığı ve bildiğimiz bir ülkenin çocukları için.!! Saygılarımla..
ARSIZI NURSUZU PİR DİYE GÖREN
İNSANA ŞAŞ BAKAN ŞEYTANA BENZER
KIBLESİNİ ŞAŞMIŞ, MAYA BOZULMUŞ
YENİ BİR TAKKEYLE MOLLAYA BENZER.

İpek Bayrak..11.2.2014

10 Şubat 2014 Pazartesi

Ali İsmail Korkmaz'ı öldürülmesini anlamak için Ali İsmail'in Yolu/ Demokrasi yargı yazısını mutlak okunmasını arzu ederim.

Ali İsmail Korkmaz'ı, hunharca sokak ortasında şehir eşkiyaları tarafından linç edilip, hayatına son veren çeteler, devlet ve iktidar tarafında nasıl korunduklarını ve hukuken Ali ismail'i, kaç gez öldürdüklerini, bu yaziyi okuyunca çok daha iyi bir şekilde öğrenmiş olacağız. Bir ülkenin hukuku çökmüş ise, orda adalet ve insan hakkında söz etmek ne denli yanlış olduğunuda vurgulamak isterim. Demokrasiye bir kala bir ülke tüm değerlerinde vaz geçip, arap göçebe kültürüne dönüşürse, baskı, diktatör ve faşizmin kalesine dönüşmesi bize çok şey anlatmaktadır. İşte çok saygın olan bir yargıcın kaleminde bize aktarılan kıymetli çalışmayi sizlerle paylaşmayi bir görev olarak algılamış olmanın onurunu taşımaktayim. Orhan Gazi Ertekin'e, çalışmalarından dolayi çok teşekkür eder ve tümüyle yazdıklarına katıliyor ve destekliyorum.. Saygılarımla..

İpek Bayrak. 9.2.2014
Ali İsmail Korkmaz'ı ezerek, linç edilerek, gencecik yaşamından hayatta şehir eşkiyalarının nasıl devlet ve iktidar tarafından korunduğunu ve Ali İsmai'i, binlerce kez hukuken öldürdüklerini görmek ya da bilerek yaşamak acıların en büyüğü ve utançların en yüzü karasıdır. Bu karanlık linç toplumunu yaratanlar, Ali İsmail'in Yolu/ Demokrasi Yargı diye kaleme alan Orhan Gazi Ertekin'in kaleminde nasıl hayat bulduğunu çok iyi öğrenme fırsatına kavuşmuş olacağız. Bu oyunları biz bu ülkede çok yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz. Lütfen dostlarım bir kaç dakikanızı alacak olan bu yazı, ülkenin konumunu bizlere çok iyi anlatacaktır. Okumanızı tavsiye eder saygılarımı sunarım.

İpek Bayrak..9.2.2014
İNSAN MUHABBETİ NİÇİN BOZARSIN
İNSAN OLAN BUNA KAİL OLUR MU
ŞEYTAN MAKAMINDA AZIP DÖNERSİN
KARGADAN DOĞMAYLA ŞAHİN OLUR MU?

İpek Bayrak..8.2014
HANGİ ÇAĞA, ZULME KALDIK EFENDİM
PARÇA PARÇA OLDU DİRİMİZ BİZİM
İSMAİL'E KALKAN ELLER KIRILSIN
ZALİMİN ELİNDE KALDI ÖLÜMÜZ.!

İpek Bayrak..7.2.2014

Ali İsmail Korkmaz anısına.!
Cezaevinde bulunan siyasi hasta mahkumların dramını bilmeyen duymayan yoktur.! Ama ne hikmetse; ülkeyi yöneten zebaniler bunu bilmiyor, duymuyor ve görmeyecek kadar vicdansızlıklarını, zalimce davranışlarını, faşist duruşlarını, dinli geçinip her türlü ahlaksızlıkları yapmaya musait olmalarını sürdürürken, insanın kanını donduracak kadar hırsızlık ve pişkinlikleriyle halkın ve ülkenin canına okumalarıda bir başka adaletsizliği yaratmış oldu.!
Bu haksızlığın ve hukuksuzluğun sınır tanımaz boyutlara ulaşması, internet denen çağın gerekleri ve ihtiyaçlarına mudahalle edilmesi, insan ve toplum yaşamına kadar her türlü zulmü reva gören bu diktatör hitler kılıklı zebaniden kurtulmadıkça, kimsenin nefes alıyor ve doğru bir yaşam sürdürüyorum denemez.!! Ülkede 12 Eylül faşizmini de geride bırakacak boyutlara ulaşan bu yapı ise su kaldırmayacak kadar derinve ağır ayrıca çok öldürücü darbeler yaparak bir noktaya taşımıştır ülkeyi.! Devlet ve iktidarın her türlü kanunsuzluklarına, zorbalıklarına boyun eğmiş ve biat etmiş bir yeni kültür ve yeni bir yaşam yaratma çabasını çokta aşıldığınıda bilmenin utancı içinde olduğumuzu unutmamamız gerek! UYAN HEY HALK, SIRA SENDE! Bu kirli düzeni değiştirecek tek güç sende! UYAN ARTIK UYAN.!! SAYGILARIMLA..

İpek Bayrak..7.2.2014
BENİMLE DOLANIP BENİMLE DURDUN
KURDUĞUM HER DÜŞÜ YAKIP SAVURDUN
YÜREĞİME ACI KOYUP OTURDUN
NEDİR SENİN KASTIN BANA AYRILIK.!

İpek Bayrak..6.2014
GEZİ DİRENİŞİNE ADİYORUM.!!

Şehirler yanlız
şehirler suskun
şehirler ağlıyor
öfkesinde,
gökyüzü karanlıklar
içinde,
ıslıklar çalar
başucumda
üşüdüm anne.

çok öldüm ve öldürüldüm.
Kefensiz toprağa sarıldı tenim,
her ölen genç kadar
çocuktum anne.

kalabalıktı dünyam
yanlızlığa
düştü yolum,
her gün
vuruldum
kahpe kurşunların
yanlız kalan
sokaklarında,
bir yabanciydim
ülkemde
horlanan
ve öldürülen tek kurşunla.!

ne çok ağlamışım ben
her uyandığım günde,
ölen bir genç kadar
çocuktum anne.

İpek Bayrak..5.2.2014
Başbakan, bugün Almanya da yine gazel okumaya devam etti. Dünyanın gözüne baka baka yalanlarına yalan katarak tabii! Soygunculuğun tüm yükünü ya Gezi direnişine, ya da Parelel Devlet yapısına yükleyerek, kendi hırsızlıklarını kapatmaya yönellik bir direnç içinde olması ve kendisinin nasıl bir ruh yapısına sahip olduğunuda göstermektedir. Dünyada ilk kez bir Başbakan'ın bu kadar olayların karşısında pişkin olup yalanlarını, kanunsuzluklarını, faşizan yapısını, talanı, hukuk tanımazlığını, büyük bir ustalıkla sergilemesi ise görülmüş değildir.!!

Bu padişah karanlıkların efendisi olarak tarihe geçecektir. Parel yapının bir başka versiyonu da iktidar kendisi oluşturmaktadır. Ayrıca; Ali İsmail Korkmaz hakkında bir soruya ise, şu cevabı vermektedir. Yargı süreci devam ediyor diye bir yanıt. İyi de sizin hırsızlıklarınıza karşıda yargı süreci devam ediyordu, neden bu ülkeyi altını üstüne çevirip, yargının kanunsuz durumlara karşı zorlayip, işlevsiz hale getirmeye çalıştınız.?
Bunca yargıcı görevde aldınız, polis teşkilatını değiştirdiniz kendi hırsızlık ve yolsuzluklarınızı kapatmak için! Burda yargının hiç bir hükmü yokmuydu?

Gezi de bunca insanın yaralanıp ve gençlerin öldürülmesi, binlerce insanın göz altına alınmasına karşı ise, polis ve yargı işini yapiyor diye yanıtlarla geçiştirmeye çalıştınız. Bu sahtekarlık değil mi sayin baş efendi? Tüm parelel yapılanmanın dirsekleri birbirine değiyor ve ayni ölçüde ülkeyi paylaşma kavgasında kimin galip, geleceğinin hesabını yapmaktadırlar. Bu karanlık yapılanmanın karşısında tüm ülke siyasi bir direnç göstermezse; bu sıkıntılı süreci ve hukuksuzlukları hep birlikte yaşamaya mahküm olacaktır. YAZIK BU ÜLKEYE!

İpek Bayrak..4.2.2014
İSMAİL ALİ KORMAZ ANISINA!

Düşlerim yorgun
düşlerim
ağlar oldu
seninle,
ben gibi!
hayalim
yanlızlıktır,
yanlızlık
nedir bilirmisin?
işte,
o benim seninle.

ben
çoğaltırım
kendimi
sen ağlama anne.!

kahrolası
faşizmin
korkulu rüyasiyim
BEN.!

öldü çocukluk düşlerim
öldü,
ben birden büyüdüm
insanlık benimle ölünce
Anne.!

yok
sayılmamalı
yokluğum
seninle,
sen ağlama
Anne.

İpek Bayrak..3.2.2014
Dün haber kaynaklarına bakınca yine hayretler içinde kaldığımı belirtmek isterim. Hırsızlıktan dolayi görevlerinde ayrılan iki bakanın konuşması ve halkın gözüne baka baka yalan söylemeleri, yüzüsüz ve pişkinlikleriyle utanmadan biz hırsız değildik ama bizi hırsız ilan edenler oldu mantığıyla, yırtınmalarına şaşırdım. Bu ülke nasıl bu hale geldi? Siyasetin ar damarın çatlaması, her türlü haksızlığın yüzeye vurması, ülkenin çivisi çıktığını görmeyecek kadar kabiliyetsiz olan bu zümrelerin, lobi ve diş mihrak takıntılarına takılmış olmaları ve kendi kirinde kurtulacaklarına inanmaları, ayrıca bir pişkinlik içinde debelenip çırpınmalarına da şaşiyorum. Kendi çaldıklarını, ülkeyi hortumlayip, ekonomi dengelerinin yerle bir olduğu, gezi direnişiyle ilgili bir hadiseye indirmek kadar aptal ve cahil olmalarının bir göstergesinide ortaya da koymuş olmaları şaşırtıcı gelmezse bile, yine de bir şaşkınlık yaratmaktadır bizden. Bu ülkeyi bunlar mı yöneti diye bir soru kafamıza mutlak takılmaktadır.! Ben tv.leri izlerken bir vatandaş olarak bin kez utandım bunların ülkeye yapmış oldukları haksızlıklarından dolayi.! Ama bu zebaniler halen çıkıp konuşma cesarettini gösteriyorlarsa, bu halktan da bir sorun olduğunu da gösteriyor. Armut dibine düşer, söyleminin ne denli gerçekçi olduğunuda anlatmaktadır bize.! TÜM PİSLİĞİNDEN, HAKSIZLIKLARINDAN, YOLSUZLUKLARINDAN, ARINMIŞ BİR ÜLKE DİLEĞİYLE.! Saygılarımla.

İpek Bayrak..3.2.2014
KAÇMA BENDE HEY GÖNLÜMÜN GÜLZARI
BEN VİRANIM, SEN SULTANIM OL YETER
GÖNÜL BİR GEMİDİR VURUR KARAYA
BEN GURBETİM SEN HASRETİM OL YETER.

İpek Bayrak..2.2.2014
GÖNLÜMDE IRMAKLAR SELLERE DÖNDÜ
KURUDU ÇEŞMELER ÇÖLLER DÖNDÜ
YAZ BAHAR AYİNDE GÜLLERİM SOLDU
GAZEL OLUP DÖKTÜ SANKİ BİR ÖMÜR.

İpek Bayrak..1.2.2014
SEHER YELİ ESER BAŞIMDA BENİM
YAKTI VİRAN ETTİ KÜLE ÇEVİRDİ
YARALARIM GÖZ GÖZ OLUP KANADI
SABIR KAZANINA KOYDU PİŞİRDİ.

İpek Bayrak..31.1.2014
SUSKUN SEHIRLER!

Sehirler sonuk kaldi
izdirabimdan
sessiz ve sedasiz,
dokunur kilic yarasi gibi
derin,
isler yuregimden
bir parcasi bin edercesine.

sehirler yorgun
sehirler suskun
sehirler dilsiz
sehirler amansiz,
amansiz
bakar isiksiz gune.!

buyutur hasretimi
hasretine,
dokur
senin kadar
sen,
sen olmayince
ne ben
ne de SEN.!

Ipek Bayrak... 30.1.2014
DEVRİMCİLERİ YAKALAMAK İÇİNDE ÖNCEDEN HABER VERECEK MİSİNİZ?

Bu ülkede adaleti yok etmek için yasa düzenleniyor ve bundan sonra her hangi bir durumda polis bir yere baskın yaparsa, ilkin haber verip öyle baskın yapması gerektiğine uygun bir düzenleme olacak. İlkin hırsızlar çalacak ve daha sonra polis haber verecek, '' haberiniz olsun sizi aramaya geleceğiz'' diyecek.!! Peki ayni polis demokratları, aydınları, kürtleri, alevileri, ermenileri, işçileri, öğrencileri, hukukçuları, gaztecileri, solcuları devrimcileri ve sıradan vatandaşların evine baskın yapıncada haber verecek mi acaba? Bunu çok merak ediyorum..! İşte ülkenin dibi ve yasaları böyle delik deşik olunca, yargının bağımsız değil, nasıl bağımlı olduğunu bize hatırlatiyor, yağan yağmurda ve yürüyen yollardan beraberce::)) HADİ HEP BERABERCE.!!

OYNUYOR FIRILDAK CEBİNDE DOLAR
SOYDU TALAN ETTİ NİCEDİR BU HAL
BİLAL'LİN KOYNUNDA ÇIKMİYOR YILAN
RECEB'İM BAŞINDA KAYDI BU TACIN.

Adaletin mülkün temelinden çoktan çıktığını bildiğimiz halde, halen başbakan mülkün temelini kendine bağlı olarak işletip özelleştirmesine bakınca, adaletin adalet anlayişinin kime hizmet ettiğide ortaya çıkmış oluyor.
Şimdi Brüksel'de avrupa birliğine seslenice acaba nasıl bir yalanla kendini anlatacak onuda çok merak ediyorum. Kursaksızlık bir virüs gibi insanın tüm vücudunu sararsa, tüm memleketin organını kansere çevirir. İşte biz ülke olarak bu kirli ve karanlık tablonun içinde acabalarla boğuşmaya çalışırken, ülkenin tüm değerleride ortada kalktığını farkına varmadan anlama şansımızıda kaybetmiş olacağımızı çok geç olarak, anlamış olacağız..

Bu ülkede 12 Eylül Faşist darbesinin oluşturmuş olduğu bu talancı yasalar değişmedikçe ve yeni demokratik, çoğulcul, özgürlükçü bir yasa oluşturulmadıkça, vay halimize demekten çok geç kalmış olacağız..! Adamlar kamyon dolusu nerdeyse her hafta moloz taşır gibi silah taşırsa ve bu da devletin ve hükümetin bilgisi altında oluyorsa, yine bir hükümet yetkilisi çıkıp utanmadan ve sıkılmadan sorulan sorulara karşılık, bu sizi hiç ilgilendirmez derse, nerden nerelere geldiğimizi ortaya koymuş oluyor. Bu ülke bu zübüklerin çiftliğimidir ki, kimseye hesap verme cürretinde olma ihtiyacını duymadan, pişkin bir şekilde naklen yayinde, toplumla dalga geçip sıralarına oturmalarına şaşılacak bir halimizde kalmadı.!! Bu pişkinlik ülke de hırsızlıklara, talana, zülme ve haksızlıklara karşı bizleride ne kadar pişirmiş olduğunu çok net olarak görmekteyiz...BİZDE PİŞE PİŞE OLGUNLAŞACAĞIZ BU HIRSIZLARLA BERABER..!! Yapılacak bir şey varsa, varın siz söyleyin.!!

Başbakan, yalaka takımını yanına alarak ve özellikle Jöleli danışmanı olan Yiğit Bulut hakkında bir balans, kaporta ve dezenfekte etme girişimini göstermişmidir acaba? Yakında biz bu yalakaların ağzından dökülen incileri nasıl bir ayara tabii tutulduklarını görme şansını elde edecekmiyiz.? TABİİ, BUDA MERAK KONUSU.! Meğerse ne çok meraklarımız varmış bu külliyetsiz ve cibiliyetsizlere karşı.!
SAYGILARIMLA..

İpek Bayrak.. 21.1.2014
Silah dolu cephaneleri süriye ye gönderen ülkenin, binlerce kez hukuk önünde yargılanması gerekmiyor mu? Bazı pişkin gaztecilerin ve kendilerini bilim insanı olarak lanse eden varlıkların, bu durumu kirli iktidar sahiplerini savunur olmalarını hayretle izlemiş olarak, utandığımı belirtmek isterim.. Başka ülkeye karşı hak ihlali içinde olanların, ülkenin ve uluslar arası hukukun gereklerine göre yargının kapılarının açık olması gerekmiyor mu? Toplum olarak hiç bir talebimiz olmaz mı?. Hükümet ve mit yetkilileri kaç kez süç üstü yakalanmış olmasına rahmen, ayrıca hırsızlık ve talanın bu kadar derin olup, ülkenin dibini oyan bunca haksızlık varken, bizim sadece seyre dalıp, acaba ne olacak bu ülkenin hali deyip, dirseklerimizi kırıp tv.lerin karşısında seyre dalmamız ve yastığımıza başımızı koyacağımızdan, ne denli vicdanımızla barışık yaşar oluruz? Bu iktidar ve devlet ne kadar suçluysa; biz de toplum olarak binlerce kez suçlu sayılmazmiyiz acaba? Saygılarımla...

İpek Bayrak..20.1.2014