19 Ocak 2014 Pazar

YARGININ YARGILANDIĞI ÜLKE.!!

İktidar kavgalarına kurban edilen yargı, ülkenin yargısı ve bizlerin yargısı olamaz. İki haneli yargı sistemine odaklanan ülkede toplumsal değerleri gözden geçirip, doğru karar verecek bir yargı asla değildir. Hukuk herkese lazım derken, bunların anlayacağı hukuktan herkes diye bir kaygı ve vicdan olgu asla yoktur!!.
Demokratik YARGI sistemini geliştiremeyen hukuk ve adalet anlayişinden uzak bir devletin her dönemde başka bir canavarı yaratıp duvara toslamayla meşkul olurken,ülkenin tüm enerjisi kaybedilmektedir.. Bu yargı benim yargım ve yargıçlarım değilse canı cehnnemeye kadar yolu vardır. Birbirini yerken, ülkenin tüm değerlerini, anlayişini ve dokusunuda yerle bir etmektedirler. Bu yargının içinde kaç devrimci demokrat, aydın, alevi, ermeni, kürt kökenli vs. yargıçlara yer vermişte, bizde bunların adına kaygılanıp, kendimizi paralamaya çalışıyoruz?
Bunların kavgası hiç birimizin kavgası olmadığı gibi, iki yeşil sermayecinin kavgasıdır.
Ne istedinizde vermedik cümlesi yetiyor her şey anlatmaya, fakat iktidarı paylaşırken, sermayenin gücü, paranın kokusu ve inançların değerinden daha üstün görüldüğünden dolayi, kızışmanın nerde duracağıda belli değildir. Öyle bir acımasız yapı ki, dokunduğu her yeri yakıp yerle bir ederken, siyaset yapılanması içinde kendi inanç yapılarını da acımasız bir şekilde eriterek yollarına devam etmektedirler.
Bu kavganın yanlısı olmak, şu diğerinden daha üstündür mantığını yürütmek ise, aptallıktır.
Bu sistemden bu kadar dibe vurmuş ve yargının bulunduğu alanlar her gün biraz daha çürümüş ve kokmuş olarak görmekteyiz. Ülkenin dibine dinamit koyanlar tümüyle bu zihniyetler değil mi? Ülkeyi açık cezaevine çevirenlerin, hukuk anlayişinde demokrasi, hak ve adalet çıkamaz. Özgürlükleri tırpanlayanların hukukunda civciv bile çıkamaz.

Onun için bu kavganın iki tarafı var ve yedekte tünen bir kesimin kısa vadeli hamleleri bazen gözümüze takılsa bile, bunların ülke adına, demokrasi özgürlükler adına, avrupa hukuk değerlerin ölçülerine göre bir şey teşkil etmemektedir.
Birgün demokratik yasalar oluşur ve ülkenin tüm yargısı ve sistemi değişir, yukarda saydığımız toplum kesimlerinde ortak bir değer geliştirilirse, belki bir ihtimal devletin, iktidarın ve yargının vermiş olduğu zulümden ülke kurtulmuş olacaktır.
Kimi yargıçlarda devleti kutsal bir varlıkmış gibi korunup kollanmasına katkı yapmak için bunca yıldır halka kan kusturmakla meşkul olurken, bugün gelişen bu çarkın korunup güçlenmesinede katkı yapmıştır.?
Devleti insandan üstün tutan bu canavarca yaklaşımından bu ülke kurtulmadıkça, buranın yargısıda, eğitimide, sağlık sektörüde, tüm ekonomik değerleride dibe vuracaktır. Asıl çöküntü adaletsizliğin, eşitsizliğin, haksızlığın, yoksullaşmanın, ayrışmanın, bölmenin çok köklü bir şekilde yapılmış olmakla başlamıştır. Ya develetin, ya da hükümetin diktatör yapısına veya cemaatin yargısına veya kaderine terk edilmiş olacaksın diye bir dayatmanın geliştiğini görmekle kalmayip, daha bir şekillenmiş haline tanık olmaktayiz. Her türlü yolsuzluğun yapılmış olmakla beraber tüm talanlarıda engellemiştir.

Bu bir tuzaktır ve bu tuzağa yem olmamakla beraber, güçlü bir mahalefetin oluşması, tüm güçlerin bir arada tutup geliştirilmesi, ezilen toplumların tümünün gerçek bir örgütlemeyle yaşam kanallarına çekilmesiyle, belki geziden gelişen mücadelenin çok daha üstünde olabilecek bir muhalefetin geliştirmekle beraber, köklü bir değişim söz konusu olacağını düşünüyorum.. Yoksa hükümetin yapmış olduğu pansumanla hiç bir tedavi değil, daha bir yaranın büyümesine yol açacaktır. Buda meclis ve başka kurumlarda yaşanan teksas filimlerini izlemiş olmaktan geri kalmayacağız anlamına gelecektir. Ülke çok yoruldu ve hepimiz çok yorulduk. Ne olacaksa olsun gayri.!! Saygılarımla...

İpek Bayrak..12.1.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder