İŞÇİ ÖLÜMLERİ.!!
Siyaset, yolsuzluk, hukuksuzluk, cemaat ve iktidarın nefes kesen koşuşturmasında günü birlik insan yaşamını etkilemesi, bu süreçdeki hayatla bağımızı sorgulamaya muhtaç hale getirmiş ve iş kazalarından ölen işçilerin dramından uzak tutmuştur.
Bu son ayda 176 içinin, iş kazasında ölmesi ve onların sessiz, sedasız küçük bir köşe haberine bile konu olmadan ve hiç bir şekilde anılmadan toprağın kucağına verilmesi, bizim nerden nereye kadar geldiğimizin bir sonucu olduğunu düşünmekteyim..Yılda binlerce insanın bizim aramızdan ayrılışını bile sorgulamaz hale gelebildiysek, bu bizim insan veya toplum olarak nerden olduğumuzuda bize çok iyi anlatmaktadır.!!
Hangi siyasetçi ve hangi basın birgün de olsa bu konular hakkında, bir görüş beyan edebilmiştir ve bunca insanın ölümünü önleyecek tebdirleri konuşabilmiştir? İnsan yaşamının en ucuz olan bir parazdır türkiye.! Yaşamsal alanı hiç bir şekilde programlarına alamayan, insan ve yaşam güvencesini sağlayip bir sosyal devlet yapısını oluşturamayan, kirli siyasetçilerin çete vari yaklaşımların arasında kaybeden hem insanlık ve hemde ülkemiz olmuştur.!
Ülkenin yoksulluğu büyüdükçe, siyasetçininde yalanı ve hillesi büyümektedir. Ülke her konuda kan kaybedebiliyorsa, hukuku ayaklar altına alıp ve ülkenin hiç bir kurumu doğru çalışamiyorsa, sokakta polis ve devletin şiddetinde insanlar ölüyorsa, iş kazalarından dolayi binlere varan işçi ölümleri olabiliyorsa, sokak ortalarında namus davasını sanıp, namusuzca kadınlar öldürülüyorsa, 10 veya 13 yaşlarında ki kız çocuklarına tecavüz eden bir anlayişla hareket edilebiliyorsa, cezaevlerinden küçücük çocuklara tecevüz ediliyorsa, hırsızlık, arsızlık, soygunculuk, talan bu denli hoş görülüyorsa, ayrımcılık en üst noktasına varacak kadar tavan yapabiliyorsa, bu ülke diktatör ve hırsızları hoş görebiliyor ve kutsuyorsa, burda ne demokrasi, ne insan hakları ve ne de sosyal ve hukuk devleti çıkabilir.!
Zorba dayatmacı bir iktidarın emriyle sistemin tümü emrine geçiren ve devletleştiren bir anlayiş ne meşru ne de hukuki bir anlayiş ve iktidardır. Bu ülke tüm olanaklarını kaybederken, hileli seçim neticesinden uyanamayan sarhoşluğu yaşamaktadır. Uyanma neticesine varınca; vay ülkenin haline diyebilmek için çok geç kalmış olacaklardır.
Her yıl yüzlerce işçinin iş kazalarından hayatlarının kaybetmesi, bu ülkenin işçi'ye ve insana vermiş olduğu değerden ibaret olsa gerek.! Daha dün yeni köprü yapımından dolayi göçük altında kalan, 3 işçinin hayatlarının kaybetmesi gibi.! Hiç bir makam, mevkii, para ve zenginlik insan yaşamından daha önemli olmadığını bize bir kez daha göstermiştir..
Sosyal devlet olmamanın sıkıntısını daha ne denli bu toplum kaldırabilir onu bilemeyiz ama, giden nice canın sorgusuz sualsız iş kazalarına yenik düşüp hayatlarını kaybetmesi, bu ülkenin en büyük utancı olsa gerek.!
Bu ölümlerin tessedüfi bir ölüm olmadığını ve dünyanın bir çok ülkesindeki iş ve trafik kazalarından kaybettiğimiz nice canın hayatta kopmasına mal olan, iş ve yaşama dair bir güvencenin olmayişinin bir sonucudur yaşanılanlar.!! İNSANA İNSANCA DAVRANMADIĞIMIZ MÜDDETÇE BİZ BU UTANÇLARI DAHA NİCE YAŞARIZ.!!
İpek Bayrak..6.4.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder