''Ramazan çadırlarına iyi bakın. O çadırlar size bir milletin ne halde olduğunu anlatır.''
''Türkiye'nin en zengin kenti İstanbul'da 26 ilçe belediyesinin 50 çadırında her gün 180 bin kişi karnını doyuruyor. Ülkenin başkenti Ankara'da 30 ayrı yerde, belediyeye muhtaç 18 bin kişi her gün iftarını açıyor. İzmir'de günde 6 bin kişi.''
''Muhtaç ailelere, belediyeler ile kurumların paket olarak dağıttığı iftarlıklar bunun dışındadır. Ulaşılıp da bilgi alınabilen sadece on ilde (Vatan Gazetesi'nin araştırmasıdır) yardıma muhtaçların toplam sayısı 11 milyondur. Tüm yurtta ise bir tahmine göre 20 milyonun üzerinde.''
''İktidar, çoğalan çadır sayısını iyi bir şeymiş gibi başarı sayarken, aslında o çadırlar bize Türkiye'nin halini anlatır. 20 milyon muhtaç. Holdingler büyürken, yabancı sermaye gelip kárını katlayıp giderken, iktidar şürekası zenginleşirken ve iktidar ile yalakaları ekonominin iyi olduğunu papağan gibi tekrarlayıp dururken, gerçek ramazan çadırlarındadır.
''O çadırların önünde kuyruğa girenlerin ya da yardım alanların sayısı, AKP'yi iktidar yapan 16 milyon oydan en az 5 milyon daha fazladır. En büyük partidir o.''
''O yoksul-muhtaç insanların gözü görüp de bir an için yoksulluklarını sorgulayabilselerdi... Bir an için "Madem Türkiye iyi yönetiliyor ve işler yolunda, o zaman ben niçin bu çadıra muhtacım?" diye sorabilselerdi. "En büyük parti" çoktan kendi iktidarını kurmuştu. Ama olmuyor işte. O çadırlar o insanlara yoksul ve açlıklarını hatırlatıp gerçeği anlatacağına, onlar çadırları iktidarın başarısı sayıyorlar.
Bekir Çoşkun'nun 4 Eylül 2008 günlü Hürriyet'deki yazısı.
''Türkiye'nin en zengin kenti İstanbul'da 26 ilçe belediyesinin 50 çadırında her gün 180 bin kişi karnını doyuruyor. Ülkenin başkenti Ankara'da 30 ayrı yerde, belediyeye muhtaç 18 bin kişi her gün iftarını açıyor. İzmir'de günde 6 bin kişi.''
''Muhtaç ailelere, belediyeler ile kurumların paket olarak dağıttığı iftarlıklar bunun dışındadır. Ulaşılıp da bilgi alınabilen sadece on ilde (Vatan Gazetesi'nin araştırmasıdır) yardıma muhtaçların toplam sayısı 11 milyondur. Tüm yurtta ise bir tahmine göre 20 milyonun üzerinde.''
''İktidar, çoğalan çadır sayısını iyi bir şeymiş gibi başarı sayarken, aslında o çadırlar bize Türkiye'nin halini anlatır. 20 milyon muhtaç. Holdingler büyürken, yabancı sermaye gelip kárını katlayıp giderken, iktidar şürekası zenginleşirken ve iktidar ile yalakaları ekonominin iyi olduğunu papağan gibi tekrarlayıp dururken, gerçek ramazan çadırlarındadır.
''O çadırların önünde kuyruğa girenlerin ya da yardım alanların sayısı, AKP'yi iktidar yapan 16 milyon oydan en az 5 milyon daha fazladır. En büyük partidir o.''
''O yoksul-muhtaç insanların gözü görüp de bir an için yoksulluklarını sorgulayabilselerdi... Bir an için "Madem Türkiye iyi yönetiliyor ve işler yolunda, o zaman ben niçin bu çadıra muhtacım?" diye sorabilselerdi. "En büyük parti" çoktan kendi iktidarını kurmuştu. Ama olmuyor işte. O çadırlar o insanlara yoksul ve açlıklarını hatırlatıp gerçeği anlatacağına, onlar çadırları iktidarın başarısı sayıyorlar.
Bekir Çoşkun'nun 4 Eylül 2008 günlü Hürriyet'deki yazısı.
Ekleyen: Yaşar Nuri Öztürk
Muhittin Coban güzel bir yazi yazmis bekir coskun, insanlari cadir anlayisina feda eden zihniyet kahrolsun
Reiki Öğretmeni artık bunun anlayışla anlatılabilir bir tarafı kalmadı Yüce Allah sonumuzu hayr etsin.ne bu dünyada nede ahirette bunların azaplarının olmayacağını düşünüyorlar galiba. sayın hocamın maun süresi kitabını okusalar ya sevgi ve saygılar herkese
Gulcan Ates size bir sey soyliyeyim mi arkadaslar ,o cadirlardan sadece yoksullarin faydalandigina da inanmiyorum ben ,cogu sokakta gezen ,isten cikip eve gitmee vakti olmayanlar. gercekten yoksulu dussundugu sanan insanlar, cadir saysini basari sayan hukumete ,yoksul ailelerin cocuklarini parasiz okutma saysinin ne kadar oldugunu sorgulayip basari saymalilar ... yani cadir yardimlarinin gosteris ve iktidar saksakciligina hizmet ettigne inaniyorum.
Şerife Karaçayır Mutlu YOKSULLUĞUNU SORGULAMAYAN İNSANIN DRAMI,O ÇADIRLAR!!
İpek Bayrak Yoksulluk cadirlarinin koleligi artirdigi ve daha da dramatik bir alt yapiya hizmet ettigi ortada....Belediyelerin sovuna mahruz kalan kitlenin, acaba nasil bir ruh halinde olduklarini da anlamak oldukca zordur...Ve giderek her yil daha katlanarak, buyuyen bir dram! Burda da ulkenin nasil halde oldugunu da gorebiliriz...Bir cadir kulturunu ve kitlesini yaratilar ve onunla din sovunu yapmaktalar....Yeni bir dunya krizi geldi geliyor ve bununla nasil basa cikacaklarini bilmeden beyanlarda bulunmak, akil isi oldugunuda dusunmuyorum... Daha cok yoksulluk ve daha cok goz yasi demektir... Bu sefer teyet gecmeyecegide belli! Hic bir onlem almadan nutuk atmak, gelecek kaygisini daha da cok artiracaktir...
Mürsel Özdemir Peki bu durum böyle iken nasil oluyorda böyle bir parti yada yönetenler % 50 oy alabiliyor bu siyaset sosyolojisinede aykiri bir durum degilmi ?gelir düzeyi ortalama olan bölgelerde sol yada sosyaldemokratlar daha yogun iken nasil oluyorda bu yoksul varoslar bu durumda kalabiliyor Dip not ( Manisanin ,Saruhanli ilcesinin bir köyünde ,saruhanli belediyesi köyün yakinin da belediye cöplügü olusturuyor ,köylüler itiraz ediyorlar ne yapsalar önleyemiyorlar :Bu arada durumu ,Manisa kominist partisi il baskani meslegi avukat olan bayan ,devreye giriyor ve mahkemeye bas vurarak duruma müdahil oluyor .Sonucta davayi kazaniyor ve köy cöplükten kurtuluyor ,buraya kadar hersey normal ,ancak iki ay sonra yapilan secimlerde köyü cöplüge ceviren AKP li belediyeye ragmen Köyden % 95 AKP oy cikiyor .Peki ya TKP oy cikiyormu ? hayir birtane bile oy cikmiyor ) durum böyle olunca cadirda dilenerek karnini doyuran insanlarin bunu sorgulamasimi ?bence hic bir zaman olmayacak Önce kendinize sayginiz olucak kendinizi seveceksiniz ki iste ozaman kavgadan yana olabilirsiniz
Hüseyin Aydın yıllarca kitlenin ruh hali,pskolojik durumlar üstüne çene yorduk.terori bir yana gerçekler belirleyicidir.ne dramatik bir durum olsun ki.bu kadar ardamarı patlamıssa bir toplumun,o toplum olmaktan çıkmıs demektir.her kes halinden memnun ve gayet rahat.uzun yıllardır bir gerv (tekel işçileri istisna) bir direniş,bir hak arayıs ya da biz de insanız bu yapılanlar insan onurunu zedeleyici ve kahredicidir.onurumuzu geri istiyoruz diye bir toplu davranıs biçimini gördunuz mu? insan hak ettiğini yaşar ve laiğını bulur.bak buldular iste.rahat bırakın da tepe,tepe yaşasınlar daha ne.....?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder