29 Mart 2016 Salı

Din öyle bir şeydir ki, yaşama dair ne varsa red eder veya din red ettirilir. daha dün haberlerde izledim, bir paçavra din adamı fizik teorisini red ederek, yer çekimi olmadığını öğrencilerine anlatiyor. Artık bu seviyedeye kadar inmiş bir hadise! Bilime, yaratıcılığa, insanlığa, yaşamın taa kendisine düşman olan bir köleci zihniyetle kör dövüş içindeyiz. Böyle giderse gelecek on yılları tassauf etmek bile istemiyorum..Bu cehaletle başedilmezse vay dünyanın haline! Herkes kendi cehennemini bunlarla yaşayacak demektir!
''Din üzerinde dünyaya ve insanlığa şekil vermek isteyen karanlık zihniyet, Pakistan'ı kana boğup kadın çocuk-yaşlı- genç demeden katletti!' İnsan yaşamı bu unsurlar için hiç bir önemi olmadığından dolayi, cinayetleri çok rahat işleyip bir anda yaşamı cehenneme çevirebiliyor! Çaresi ve dermanı olmayan tek hastalık cehalettir, ne yazık ki! Toplumlara dayatıp-öğretilen en güçlü silah din üzerinde cehaleti yaymaktır.. O nedenle cahilleri eğittip sahaya süren ülkeler çoban olmaktan vaz geçmedikçe, bu çağın en büyük vebasıyla karşı-karşıya kalmaya devam edecektir!''
İpek Bayrak..
28.3.2016
''Ey sevdiğim seni benden ayıran
Tabip ilaç bilmez vurdu dil beni
Yüreğimi aşk oduna dağlayan
Çölüne düşmüşüm duymaz yel beni!''
İpek Bayrak..
27.3.2016
''Çocuklara bir kez tecevüz etmekle bir şey olmaz diyen bir bakan'ın, çocuk istirmar ve tecevüzlerine karşı meclis görüşmesinde red oyu vererek, ülkeyi tecevüzcüler ordusuna teslim eden bir AKP iktidarıyla karşı-karşıyayiz.
Ey batı, Ey Rusya, Ey dünya deyip meydan okuyan diktatör, Ey tecevüzcüler, ey katiller, Ey hırsızlar, Ey hukuksuzlar, Ey kanunsuzlar, Ey namusuzlar, Ey onursuzlar, Ey omurgasızlar, Ey kan emici vampirler diyememiştir. Saydığımız tüm kötülüklerin sahibi ve mimari kendisi olduğu için bunlara Ey diyebilmek; kendi düş ve hayalinde vaz geçmek demektir.
Ülkeyi bir cehenneme çevirip enkazın altında böğüren bir varlığa dönüşmüş cahil ve canii bir varlıksın. Ey demekle, dış ilişkiler düzelmez ve ülke demokrasiye kavuşmaz!''
İpek Bayrak..
23.3.2016
NEWROZ!
''Ey Newroz; göklerin toprağa secdesi,güneş'in aya selam verişi, dağların, taşların, kurtların, kuşların, böceklerin çimenlere düşmesi, bulutların coşkusu, ateşin suyla buluşması, insanın insanla kucaklaşmasıdır! Kawa'nın ateşine selamdır, Nemrud ve Dehak'ların yaşamı cehenneme çevirdikleri zulüm ve acıların sonlanmasıdır.
Newroz piroz be.
Tüm halkların Newroz bayramını kutlar, barış ve umudun yeşermesi, hak ve özgürlüklerin gelişmesini, ülkenin gerçek bir demokrasiye kavuşumasını diliyorum."
Nice canlı varlık destur eyledi
Tabiat uyandı selama durdu
Aşk ile buluştu irfana geldi
Kutlu olsun Newroz bahar bayramı.
İpek Bayrak..
21.3.2016
KÜRT'LERİN NEWROZ'DAKİ YERİ!
--- Dehak insan beyni yerken, Erdoğan insan kanı içerek zulmünü artırıp zalimliğine devam ediyor.
----Kürt tarihinde Newroz Bayramının çıkışı ve tarihi bir kaç şekilde anlatılmaktadır. B.Nikitin, Newroz'un ) tarihinin çok eski yıllara dayandığını ve mitolojik bir kabukta, somut tarihi olaylann saklı olduğunu ve onu efsaneleştirdiğini belirtiyor. Yazılı kanıtların çok az olduğu dönemlerde Newroz'un tarihsel gelişimini sagııklı bir şekilde yazmak tarihçileri zorlamışbr .Kürt tarihçileri, Kürtlerin en eski dini olan Zerdüşt'ün Kitabı Zendavester'de, Firdevs'in Şerefnamısinde Ömer Hayyam'ın Newroz namesinde ve Şerefxan'ın Şerefnamısinde ve günümüzde çeşitli yazılı eserlerde Newroz değişik şekillerde işlenmiş, bugüne taşınmıştır .
----Newroz, Kürt halkının demirci Kawa önderliğinde Dehak zulmüne isyan ateşini tutuşturduğu ve zaferle taçlandır dığı gündür .New: Yeni, Roz: gün, "Yenigün" anlamına gelir .Bahar yeniliktir . Hareketlilik ve canlılıktır kışın tembellliğin,monotonluğunun ve donukluğunun silkinişidir.Bahar mevsimi mücadele ve başkaldırı günleriyle doludur.Aradan 2616 yıl geçmesine rağmen, direniş özünü kaybetmeksizin her 21 Mart günü coşkuyla Kürt, İran ve bir çok halklarınca kutlanan Newroz, halkların özgürlüge olan özlemini ve inancını da taşır yüzyıllardır , tarihteki soykırımlara, katliamlara,Halepçe de kürt halkını yok etme politikalarına rağmen bugüne dek içeriği zenginleşerek, güncel olaylarla birleşip gelen Newroz'un giderek serhildanlarla daha az yayılması aynı zamanda Kürt kültürünün köklerinin zenginliğini de göstermektedir
---Bir efsaneye göre, M.O. 612 yılında Asur İmparatorlugu Mezopotamya halklarına, Kürtlerin ataları olan Medlere, lran'lıların ataları Perslere, Ermenilerin ataları Urartulara ve şimdi soyları tükenen Hurilere, Babillere, Elamlılara çok zulüm yapıyordu. Med Generali Keyasker tüm halkların da desteğini alarak Asur zulmüne ve zalim Dehak'a karşı ayaklanır. 21 Mart 612 yılında Asurluların başkenti Ninova'yı kuşatır .Zalim Kral Dehak'ı sarayıyla birlikte yakar . Keyasker'e eski Med ve Pers dilinde "lider, önder, komutan, Ozan" anlamına gelen ''Kawa'' denilir. Bu günden sonra, bütün Mezopotamya halkları özgür olur.Ve bugüne Kürtçe ''Newroz'' (yenigün) derler.Her 21 Mart günü zalim Dehak'ın sarayını yakan ateşi yakıp Newroz'u bir bayram olarak kutlarlar.
---Başka bir efsaneye göre, M.Ö. 1896 yılından 1176 yılına kadar egemenlik kurmuş olan Kassitli Kürtler, egemenliklerinin ilk yıllarında Babil'i ikinci kez işgal ediyorlar. Söylenceye göre, Kral Cemşid bir taht üzerinde Kürt kenti olan Demawed'den Babil'e götürülürken, yüzü o kadar parlıyor ki, halk onu güneşe benzetir ve gök iki güneş gördü derler , bugüne Newroz denir. Cemşid'in Babil'e girdiği gün 21 Mart'tı. Bugün her yıl bayram olarak kutlanır. Bununla bağlantılı olarak bir başka söylence de şöyle: Cemşid'den itibaren kutlanan Newroz . tôrenlerinde Kürtlerin ateşe bagıılıkları nedeniyle ,dağlarda, alanlarda ateşler yakılır , oyunlar oynanır . M.Ö. 612 yılında Demirci Kawa her yıl kutlanan bayramlardan yararlanıp, bayram için toplanan halkın varlığından yola çıkarak dağlarda Newroz ateşi yaktırıp , isyanı başlatmıştır .Aradan geçen zaman içinde Newroz bayramı ile bu başkaldırı birleştirilmiştir.
---Demirci Kawa da beyinleri Dehak'ın yılanlarına yedirilen 17 Kürt gencinin babasıdır .Y akalanan 18.oğlunu kurtarmak için Dehak'ın sarayını basar. Şeyhnamıye göre, Kawa saraydan çıkarken sarı- kırmızı-yeşil renkli deri önlüğünü isyan bayrağı olarak kulanır. lsyan zaferle sonuçlanır, yönetim Feridun'a (Med Kralı) teslim edilir.Med yenilgisinden sonra bu bayrak lran'a götürülür ve bir anı olarak saklanır. .İs1amiyete kadar gelip geçen hanedanlıklar çeşitli mücevherlerle bayrağı süsler, lslamiyetin yayılmasıyla birlikte bayrağın üzerindekiler ganimet olarak askerler tarfından paylaşılırken, bayrak da yakılır.
----Kürt halkının Demirci Kawa önderliğinde zulme, sömürüye, baskıya karşı bir başkaldırı günüdür. Üçüncüsü, Newroz'un isyan ve özgürlük ateşi diğer ezilen ve sömürülen halkları da sarıp giderek evrenselleşmiş, aradan geçen yüzyıllara rağmen, özündeki başkaldırı ve direniş geleneğini yitirmeksizin somut olaylarla örülerek özgürlük mücadelesi yürüten halkların elinde günümüze değin yaşaya gelmiştir .
----Newroz ateşle bütünleşmiştir.onun içindir ki dağlarda ateşler yakılır.Çünkü ateş aydınlıktır , karanlığa meydan okumanın adıdır.Yüzyıllardır her 21 Mart'ta ülkenin dört bir yanında
Newroz ateşi yakıp, mücadele çoşkusunu yükselten ezilen Kürt halkı kendi kimliğine sahip çıkıyor.Yıllarca örülen korku duvarları yerle bir ediliyor olması, devlet ve devleti yöneten anlayişı zorlayarak, başka bir evrime geçiyor. Savaş taktik ve anlayişların değişmiş olmasından dolayi daha acımasız bir hal almış olan zulüm, günümüz dünyasında ki insanlık anlayişini köklü bir şekilde değiştirmiştir.
İpek Bayrak..
20.3.2016
'Dokunma bana
dokunma ki,
gözyaşlarım acımasın.
kanayan yüreğimde dert,
ayaklarımda derman
düşümde gülüşlerin ölmesin!
İpek Bayrak..
19.3.2016
HALEPÇE'DE!!
Geceler düşer geceme
gündüzüm üşür.
sol yanım yangın yeri,
ateşe düşen su üşür.
kanadım kırık
hayalim yalniz,
Halepçe'de ölen can üşür.
Elmadan bir koku sarar
ruhumda cehennem üşür.
Şehirler suskun ağlarken,
insanlık ölmeden üşür!
İpek Bayrak..
16.3.2016
İyi ki doğdun Mahir Çayan'ım
Kutlu olsun günün kutlarım seni
Gel gör halimizi, nice dertleri
Tufanlar icinde anarim seni.
İpek Bayrak..
15.3.2016
Bir zamalar ''laiklik elden gidiyor'' diye yüzbinlerce insanı sokağa döküp cumhuriyet mitinglerini yaptırdınız, şimdi ülke elden gidiyor kimsenin gıkı çıkmıyor. Nereden nereye geldiğimizin en son örneğini dün Ankara ki katliamda gördük. Ana muhalefet patisi yıllardır iktidara söz yetiştirmek için bir yarış içinde olması ve ülkenin geleceği için hiç bir proje üretememesi, kendi seçmen kitlesini sokağa indirmemesi sizce de garip değil mi? Milyonlarca seçmeninizi sokağa dökmüş olsaydınız, ne Cizre, ne Sur, ne İdil ve ne de bölge de çocuk, kadın, yaşlı genç insan vs. yakılmaz , ülkenin başkentinde bombalar patlamazdı.
__Sizin fukaralığınız, yetersiz duruşunuz, siyasete hakim olmayişiniz, faşizmin güçlenmesine ve darbeyle ülkeyi ele geçirmesine sebep olmuştur. Sebepler tek taraflı oluşmuyor ne yazık ki, birilerin yetersiz ve eksikliğini hovardaca kullanan bir başka zihniyet ele geçirdi ve bugünkü enkazı bıraktı.
___Erdoğan ve iktidarı eleştirmek çok kolay, biz de masa başında oturup habire eleştiriyoruz ama sonuç ne? Masum insanlar yine katlediliyor, ciğerler yine yaniyor ve ülke olarak tüm değerlerini kaybediyor. Erdoğan ve Hükümet bilerek bu katliamları hızlandırıyor ve Orta Doğu çukuruna sürükleme amacıyla başkanlığa uzanan yolu belirliyor.
___Bunu artık bir çocuk ve sıradan bir vatandaşında bildiğidir. Peki sizin bildiğiniz ve isteğiniz nedir ey ana muhalefet partisi? arzu ve amacınız nedir bilen yok! Her katliamın ardında bir kınama yaparak siyaset yapılamaz ve ülkeyi kan gölünde kurtaramaz..
___Çıkın meydanlara anlatın halka olup bitenleri veya ülkenin nasıl Pakistana döndüğünü. Sivil halka karşı yapılan hiç bir eylem meşru ve haklı değildir deyiverin güçlü bir sesle! Lanet olsun zulmü yaratıp seyredenlere ve mazlum halka zarar verenlere karşı bir tutum ve pratik eylem geliştirin. Cenazelerin ardında saf tutmak kimseyi kurtarmadığı gibi, ülkeyide kurtaramayacaktır. Silkinin ve meydanlara çıkın lütfen..
İpek Bayrak..
14.3.2016
BeğenDaha fazla ifade göster

GAZİ'DEN- CİZRE-İDİL- SİLOPİ-SUR VE TÜM ÜLKE'YE YAYILAN FAŞİZM!
*****Tarih boyu acılar üzerinde inşa edilen 20 yıl öncesine kadar yaşanmış olan ve 22
kişinin katledilişini naklen yayınlayan bir ülkenin utancıyla bugün tekrar uyandık. Devlet cinayet işlerken, artık kendini gizlemiyor ve açıktan meydan okuyarak HALKI ezmeye çalışıyor. Nitekim, Gaziden yaşanan veya yaşatılan cinayetlerin arkasındaki gizli güç diye anılacağı bir pragrafa yer bırakmadan, ya da kendini gizlenmeden cinayetleri bizzatti kendi polis kuvetleriyle yapmıştır.
Peki, bu cinayetleri yapmanın amacı nedir? Gazi, Sivas, Çorum, Maraş, Dersim, Koçgiri, Roboski, Gezi, Cezaevlerindeki katliamlari vs.vs. Kendi ideolojisine ters gelen toplumları soykırım amaçlı
yapılmak istenen vahşetin adı neydi? Mutlakdır ki devlet bu katliam sürecini izlerken bir amacı olacaktı!
***Tek millet, tek bayrak, tek din, tek devlet ve bugün tartışılan tek adamlık vesayettine ülkeyi taşımaktı. Ya bizim üzerindeki inşa edilmek istenen vatanı kabul edeceksiniz, ya da biz sizi vatansız, topraksız ve hatta mezarsız bırakacak kadar ileri gideceğiz, denmek isteniyor!
---Bunca katliamlar yetmezMİŞ GİBİ, tek bir sevdası olan ve hiç bir şekilde tatmin olmayan zalim bir efendinin buyruğuna polis ve askeri yeniden şekillendirip toplumu katletmeye devam edecek olmalarıydı.
Cizre, Silopi, Sur ve tüm bölgeyi kapsayacak ve yeniden şekillendirecek devlet ve hükümetin politakası üzerinde işleme koyacaktı. Alevi, Kürt, Ermeni, Süryani, Ezidi ve sosyalist, devrimci ve demokrat ezilen tüm halkları hedefine koymuş, konuşanı, yazanı, çizeni dilini lal, kalemini kırmış olarak tüm ülkeyi felç etmişlerdir.
Bu kirli politikaları dizayn edenler, bir bir hedefine koyduklarını işliyor ve katliam yapan katilleri ödüllendiriyordu.
****Gazi'den işlenen cinayetlerden hiç bir polisin yargılanmadığını ve herhangi bir cezaya tabii tutulmadığını bilindiği halde, diğer siyasi meçhullerin akibetine uğratılarak izini kaybetirmiştir.
****İnsan olmanın ve insanca yaşam hakkı için mücadele edenlerin ödediği bedel çok ağır ve acılı olmuştur. ''BODRUM KATLARI''NDA YAKILAN BEDENLERİ 5 KİLOLUK POŞETLER İÇERİSİNDE AİLELERİNE TESLİM EDİLMESİ, en büyük kırılmayi yaratmış ve vahşetin nasıl devreye sokulduğunu tüm dünyaya ve ülkemize göstermiştir.
Gazi de yaşatılan devlet katliamı, bugün ülkenin her yerinde hayat bulmaya başlamış olması, o günden bugüne nasıl geldiğimizi adım adım göstermiştir.
Ağarı, Menzilli, Kozakçıoğlu, dönemin genelkurmay başkanı'nı ve bir çok katliamcı başını ödüllendirmiş ve meclise kadar getirmiştir.
Çünkü devlet ve sitem böyle dizaynin edilmiş ve her gelen kendi gücünü kullanarak katliam ve soykırım dışında bir çabaları olmamıştır.90 yıllık sistem yapısı ve alt taşları bu temel üzerinde inşa edilmiştir.
Böyle bakıldığı için hiç bir polis yargılanmiyor ve suçlulular ceza almadan, suç işlemeye devam ediyor.
***Halkımız bu zulme karşı güçlü bir ses çıkaramazsa, kendi öz güvenini sağlayamazsa, ya da gücünü sergilemeyi başaramazsa, vay halimize demekten başka bir söz aklımıza gelmiyor.
Gazi'den ve yaşamın her alanında hayatlarını kaybeden canlarımızı saygıyla anarken, bu davaların yeniden görülmesi ve zaman aşımı denen, maksatlı ve anlamsız olan bir kelimenin arasında kaybolmamasını diliyorum!
İpek Bayrak..
(12.3.2016)
'Osmanlı Harem-i' kadınların eğitim yuvası ve okulu olursa, beştepe- sarayi ülkenin kerhanesi olur!'
14 yılın dökümünü çıkarsalar o koltuklarda oturmanız değil, ülkeyi terk etmeniz gerekirdi. Gün gelecek bu günleri mum ışığıyla arar olacak ve inşa ettiğiniz zulümle kendi saltanatınızı yıkacaksınız.
İpek Bayrak..
11.3.2016
BERKİN ÇOCUK!
Sağır ve dilsizdir kelimeler
yakıcıdır her bir söz
dokunur ana yüreğine,
yakar inceden inceye
tüter hasretin
korcasına,
ateş düştüğü yeri yakar çocuk!
Bir mısralık ömre bedeldir
Yaşamak
bilirmisin?
Özgürlükler kardeştir
Kardeş halkların
Yüreğinde.
Eğilir tüm kelamlar
Senin karşında,
avuçlarıma dökülen
kandan boğuldum çocuk.
Kimbilir hangi düşünle büyüyecektin
Yarına!
Eğilmez bir baş ve yürekle.
Sen büyü çocuk
Düşümüz ve hayalimizden.
Bir daha kırılmasın
körpe dalların
Fidan boylum, geleceğin.
İpek Bayrak..
Kadın gibi bir sevdaya sarıldık
Emeğinden harmanlanip büyüdük
İnsanlığın atasını belledik
Köle edip pazar pazar sattiniz!
İpek Bayrak..8.3.2016
Egemen gücün veya egemen erkek karekter yapısı arasında sıkışan, din unsuru üzerinde şiddette uğrayan kadınlarımız yaşam mücadelesini vermeye çalışırken, toplumsal, siyasal bağnazlık arasında aşağlanıp yok edilmek istenen ve sistem tarafından ötelenen kimliksizlikler ordusunu temsil etmektedir. İslam ülkeleri kadın'ın insan olup olmadığını tartıştığı şu günlerde, kadına verilen değerin nasıl bir anlam ifade ettiği hepimiz tarafında çok iyi anlaşılmaktadır. Gerek ülkemiz ve gerekse dünyanın bir çok ülkesinde kadın'ın hayatta bağlı tüm kanalların kesilmesine sebep olan bu olumsuz yapı karşısında, güçlü, köklü, özgür bir aydınlanmayla ve devrim niteliğinden gelişen bir eğitimle sağlanabileceği ümidiyle dünya kadınlar gününü kutlar, kadınların olunması gereken yere taşınmasını ve özgürlüklerin sağlanmasını diliyorum..Saygılarımla.
İpek Bayrak..7.3.2016

3 Mart 2016 Perşembe

Hak ile hak oldum divane gonul
Serime bir sevda geçti neyleyim
Bilmem Mecnun´muyum, yoksa Leyla mi
Bana du$en kuru çolu neyleyim!
Ipek Bayrak.
29.2.2016

'Doğmak çoğalıp büyümektir elbet'
yaşama bakan iki göz
iki dünya
ve bir kaç kelamlık ömür kadardır
her bir can!'
sen derya olunca ben umman,
sen ırmak olunca ben sel,
sen yağmur olunca ben kar
olduk herbirimiz bir Deniz.
Çoğalırsın her yanımızdan
Akar gider derin diyarlara
Çorak topraklara dokunurken,
berekette dönüşür yüzün.
İyi ki doğdun Deniz,
büyüyerek, büyüdün yüreklerimizden.
DOĞUM GÜNÜNÜN KUTLU OLSUN.
İpek Bayrak.
27.2.2016
''Din ile imana vermeyiz cevaz
Vücüdun şehrine eyleriz niyaz
Gönül kabesinde kılarız namaz
Dostun kapısını irfan biliriz!''
İpek Bayarak.
25.2.2016
'Bölge ve ülkemiz kan deryası içinde yüzerken, yapılan araştırmaya göre hayatlarında mesut ve mutlu yaşayan tek toplum Türkiye olarak açıklandı. Bu nasıl bir mutluluk ki, akan kandan, yanan candan, anaların kederli gözyaşından, çocuk ölümlerinden, kadına ''tecavüz''dan, şehirlerin yakılıp-yıkılmasından, doğa'nın talan edilmesinden, soygun, arsızlık, hırsızlık, hukuksuzluk ve kaybolmak üzere olan bir ülkeden daha değerli olabilir? ''Rahat uyu Türkiye, mutluluğunla utancın daim olsun!''
İpek Bayrak..
23.2.2016
''Doğa'ya, hayvana, kadına, çocuğa ve insanlığın tüm değerlerine ''tecavüz''edip öldüren zihniyetin zulmüne karşı sessizliğini bozmayanlar, kendi sofralarına kan taşıyanlardır!''
İpek Bayrak..
22.2.2016