29 Kasım 2014 Cumartesi

ADALETTEN AYRILIRSA BİR KİŞİ
ŞAH PADİŞAH OLSA KİME NE FAYDA!
İPEK KUMAŞ GİYSE HARAMDIR AŞI
KURDUĞU DÜŞ BAŞKA, HAYAL BİR BAŞKA.
İpek Bayrak..28.11.2014
ALİ İSMAİL ANISINA.!
Hey çocuk,
Yüreğimin sızısı çocuk,
sen ağlarken yüreğiminden,
ben çoktan
çöl oldum yokluğundan.
sen aydınlığa giden ışık,
ben karanlığın içinde
öldüm çocuk.
binlerce annenin ağıtlarına
takıldı ömrün.
sen yokken
mısralar yoksul,
can yoksul,
dil yoksul,
kelam yoksul,
kan kusan
sokaklar yoksul,
canına değen el yoksul,
fikir yoksul
düş yoksul,
sen yokken
ben yoksul,
yüreğimin sızısı çocuk.
İpek Bayrak..26.11.2014
Aleviliği, Alevilerden başka herkesin tartışması veya aleviliği tarif etme gayretti, hepimizi şaşkına çevirmiştir. Oysa ki, her toplum kendi kimlik ve inancıyla doğru algılanıp yaşar ve yaşatılırsa hayat bulur ve kendisi gibi olur. Yıllardır aleviler kendi sorunları haykırıyor, istek ve taleplerini dile getirmeye çalışıyor ama, bu istek ve talepler haber bile olmazken, tüm tv. kanallara bakınca alevilerden hariç, herkes aleviliği konuşup ve onlar yerine karar vermeye çalışıyor olması, utanç verici olduğunu düşünüyorum. Aleviliği, alevilerle tartışırsanız onların sorun ve isteklerini daha iyi algılama şansınız olur. Sizin tartışmanız sadece alevileri incittiği gibi, aleviliğe nasıl bir zarar vereceğinide düşünmeniz gerekir.!!!
İpek Bayrak..25.11.2014
ÖZGÜR BİR TOPLUM, ÖZGÜR KADINLA VAR OLUR.!!
Cennet, kadının ayakları altında olduğu tezinden yola çıkan bu anlayiş, kadını yedi kat cehnnemin altına nasıl soktuğunu ve günde 5 kadın bu kirli zihniyet tarafından linç edilip, şiddette kurban edildiği bir ülkede, kadını korumanın tek yolu güçlü bir iradeyle karşı durulmalı, mücadele edilmeli ve hukuk içinde tüm hakları güvence altına alınmalıdır.. Anayasa ve kanunlarla kadınlar korunmadıkça, bu derin acıları tüm varlığıyla kadınlar yaşayip,kendi canlarıyla bedel ödemektedir.Bu nasıl bir cennet ki, bir kediyi bir kadında daha üstün ve daha değerli kıldığınız.? 12 YILLIK İKTİDARINIZDA 7 BİNDEN FAZLA KADIN HAYATTINI KAYBETTİ.!!
Kendi, kirli zihninizde kadına karşı fitneliği her seferide toplum yaşamına sokan ve toplumu bütün çarklarını çürüten bu zihniyet, kadını nasıl aşağlayip yok saydığını görmek, bize bir kez daha göstermiştir. Işıd katillerin kadına bakışı neyse, Erdoğan yezid anlayişin bakışıda odur. Kadınlara bakışları, kendi kirli fıtratlarında kaynaklı olduğunu bildiğimiz için çok şaşırmazsak bile, kadın ve insan üzerindeki ekilmek istenen zehirli tohum, çok erken silinmeyecektir. !!!
Büyük bir hafıza kirliliğine yol açan bu zihniyet toplumu ayrıştığı gibi, kadınların arasında da büyük uçurumlar açmaktadır. Özgür ve gelişmiş bir toplumda kadın varsa, özgür, güçlü ve gelişmiş bir toplum olur ve güç kazanır. Kadını yok sayan bir toplum ancak Işıd gibi karanlık ve kanlı bir örgütte dönüşen bir vahabi anlayişin hükmündeki yeri ve konumu kadının hayvan kadar değeri bile olmayacağı örneğini bizlere göstermiştir.
Ülke ve dünya üzerindeki tüm kararları erkek egemen güçleri tarafında alındığı için, bugünkü yaşamı nasıl bir çıkmazsa soktuğunu çok iyi bildiğimiz bir gerçektir. Tüm kanun yapıcıları da erkek ve kadınların hakları arasında ki uzlaşmaz tavırlarla, kadını her yerde vurmaya devam etmekte.
Kadının bir insan,anne, eş, yoldaş, bacı, kardeş, teyze, hala,arkadaş gibi toplumun bir bireyi olarak kabul etmediğiniz vakit, sokaklarda kadınlara karşı yapılan şiddette kurtaramazsınız.
Tüm islam dünyasındaki kadınların nasıl büyük bir acı içinde olduğunu ve hayatın tüm alanlarında aşağlanıp, yok sayıldığını hepimizin gördüğü bir gerçektir. Onun için bizim ülkenin sorunları ve kadına bakış anlayişi de tıpkı islam ülkelerin anlayiş ve bakışlarına göre şekillenmeye doğru gitmektedir. Hem de ülkeyi yöneten anlayişin kadına olan bakışı, aşağlayici tavır ve davranışlarıyla ortaya nasıl konulduğunu, dizayn edildiğini, Erdoğan efendinin her tavır ve davranışlarında da görmek mümkündür.
Rojova, Kobani ve tüm kürdistan da, siyasi, sosyal ve özgür gelişmeye açık olan , ayrıca tüm dünyaya kadının nerede olduğunu bize gösterdikleri gibi, bu hareketin can damarı haline gelmiş olan kadınların emek ve mücadelerin önünde saygıyla eğilirim. Erkeği eğitten güçlü özür bir kadındır, kadın özgür ve kendi gelişmesini tamamlayacak kadar gücü elinde alınırsa, bugün gördüğümüz yanlış yapılanmalarıda beraberinde getirmektedir. Bu konularda yazılması gereken çok sorun ve sorular vardır. Ama, biz bu kadarıyla şimdilik yetinmenin yoluna bakalım.!!
İpek Bayrak..25.11.2014
KAÇMA BENDE HEY GÖNLÜMÜN SULTANI
BANA ATEŞ, SANA NARIM KÖZ OLMAZ !
KIYMET BİLMEZLERE DÜŞÜRME YOLUM
BANA KEREM, SANA ASLI DÜŞ OLMAZ.!!
İpek Bayrak..24.11.2014
Bugün öğretmenler günü olsa bile, evine ekmek, aş götüremeyen, çocukların ihtiyaçlarını yerine getiremeyen, işsiz güçsüz binlerce öğretmenin ve her yıl bu sayı katlanarak işsizler ordusuna dahil olan, kalem emekçilerin dramına tanık olduğumuz bir ülkede, öğretmenler gününüz kutlu olsun demek, onları anlamamak anlamını taşımaktadır. Ayrıca; öğretmenleri görevde alıp, yerine imamları atayan ve devletin memuru olan bu emektarlar, yine devletin polisi tarafında hırpalanıp sokaklarda dövüldükleri, onurlarının çiğnendiği, düşünce ve inançlarından dolayi görevlerinde alındığı, binlerce öğretmenin acılarına tanık olduğumuz bizler, sizin gününüz kutlu olsun diyemediğimiz utancını taşiyoruz.!! Kutlanacak hiç bir şey bırakmadıkları için sizden özür diliyorum, sevgili öğretmenler..!!
İpek Bayrak..24.11.2014
Dersim de konuşan Davutoğlu, Günlük yapmış olduğu söylemlerden öte gitmeyen, Hacı Bektaş ta neler konuştuysa, ayni tekrarları yaparak devam etti. Dersim, bir seyitler diyarı olduğunu herkes biliyor, ama devletin bildiği ve halkın bilmediği gerçekleri anlatmış olsaydı belki bir samimiyet sezinlenirdi.
1. Seyit Rıza ve iğdam ettiğiniz arkadaşların mezarı nerede?
2. Dersim'de özür dilendi mi?
3. Munzur çayında söz ederken, dersim doğasını katleden ve suların doğal akışını engelleyen, heslerden veya barajların kalkmasında söz ettiniz mi?
4. Seyit Rıza'nın heykelin önüne gidip bir özür veya saygı duruşunda bulundu mu?
5. Okullarda zorunlu din derslerinin kaldırılacağından söz etti mi? Sadece devletin dayattığı bir aleviliğin ders hanesine nasıl gireceğinden söz ettiğiniz. Onun ne olduğunuda biliyoruz!
6. Cem evlerin konumu nasıl olacağında söz ettiniz mi?
7. Tunceli'nin yerine dersim olacak diye bir beyanda bulundunuz mu?
8. Dersim halkına herhangi bir tazminat ödenecek mi?
9. Dersim ve ülkede gelişen alevi veya tüm azınlıklara yapılan katliamların arşifleri açılacak mı?
10. Dersim'in kutsal yerlerinin nasıl talan edildiği ve korunması gereken yerlerin başına askeri karakolların yapıldığını yasaklayan herhangi bir fikir beyan edildi mi?
Belki sayamadığımız çok şeyler vardır; ne davutoğlu bu sorunların cevabı olabilir, ne de devletin eli kolu ordan uzak tutulabilinir.!!
11.Alevilerin kamu hizmetinde yer alıp, çalışacaklar mı?
12.DEVLETİ VE ÜLKEYİ KEMİREN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ORTADA KALDIRACAKMI?
13. Tüm ülke genelinde demokrasinin gelişmesi için neler yaptınız ve yapmaya çalıştınız?
14. Seçim barajı denen bir ucubeyi, ülkenin gündeminde çıkardınız mı?
15. 12 Eylül yasalarına daha güçlü sarılarak, ülkenin talanı ve hırsızlılığına, hukuksuzluğuna, adaletsizliğine, ne gibi yararlar sağladınız?
16. Polis ve devletin kolluk güçlerine daha çok yetkiler sağlarken, ülkenin barışına nasıl bir katkı sağladınız veya sağlayacaksınız.?
17. İş güvenliği, işsizliği, çaresizliği, açlışı, yoksullaşmayi nasıl gir yasayla koruma altına aldınız?
18.Ülkede hergün kadınlar, çocuklar mağdur edilerek, cinayetlere kurban edilmekte, bunları güvence altına alacak bir projeniz var mı?
19. Üniversiteleri yök denen faşizan bir yönetim anlayişinde nasıl kurtarmayi planliyorsunuz?
20. En önemli ayaklarında biri olan hukuk devletini nasıl inşa edeceksiniz?
21.Ülkenin tüm değerlerini talan eden iktidar ve yandaşlarında nasıl kurtarmayi planlayacaksınız? VS:VS
22.İşsizlik, çift hanenin üzerine çıkarken, nasıl bir programla aşağıya indireceksiniz?
Bütün bunlar ve benzeri sorunlar aşılmadan, ne dersim ve alevi halkın, ne de kürt ve diğer azınlık halkların sorunlarına çözüm getiremezsiniz.
Bütün bunlar olmadan ne dersim halkıyla, ne de diğer ezilen halklarla yüzleşme olmadığı gibi, barışın temel taşlarıda sağlam oluşmaz. Hayal dünyamıza göre konuşmak belki anlık refleksleri aşağı düşürebilir, ama kalıcılığı sağlamak için, gerçek adımlara ihtiyaç vardır. O vakit, devletin pisliklerinde belki arınma olmuş olur ve toplum bir arada kaynamayi sağlayabilir.
Dersim'in dört dağ içinde olduğunu biliyoruz, ama onun köklü acılarına son vermek için gereken çalışmaları, hukuk üzerinde inşaasını yaparak ve tescilleyek yerine getirebilirmisiniz.?
Dersim ve tüm halkın beklentilerine cevap değildi, bugün konuşmalar.!!
İpek Bayrak..23.11.2014
SULTAN DEĞİL, HAN YAPARSIN
BİRGÜN BIRAKIP GİDERSİN
DÜĞMESİZ GÖMLEK GİYERSİN
ATEŞ, NARIN, KÖZDÜR SENİN.!!
İpek Bayrak..23.11.2014
DERSİM VE SEYİT RIZA İLE YÜZLEŞME.!!
Ülkeyi yöneten iktidar ve devlet, her gelişen toplumsal direnç veya yaşama karşı, sorunların önüne barikat engeller koyarak yönettiklerini saniyorlar. Ülke sorunlarını çözmenin tek yolu, onları çözmektir.Bu cümle aptalca bir tekrardır diye algınlansa bile,insan ırkının çoğunluğu tarafından henüz idrak edilmemiş bir gerçektir.
Bunun nedeni de, bir sorunu çözmeden önce onun sorumluluğunu kabul etmesinin gerekmesidir. Bir sorunu, '' Bu benim ülkemin, toplumun, ya da yıllardır baskı altında kalan ve katmerleşmiş sorunlar, benim sorunum değil'' diyerek çözemeyiz. Her gelişen tepki ve birikimlere karşı, sorunu dış güçlere bağlamak, bir başka düşman yaratıp işin içinde kurtulmak yerine, bu benim sorumluluğum altındadır diye kabullenip, sorun olan problemleri çözmektir.
Toplumun her ferdi ve bireyi ülkenin içinde bulunduğu acıları, yoksullukları, çaresizlikleri, üretim ve tüketimdeki yerini, demokrasi ve hukukun çöküşüne tanık olması, robos ki katliamı, gezi de vurulan gençlerin ve hesabı sorulmayan binlerce biriken toplumsal olayları, sokaklarda devletin polisi tarafında infazların olması, kadın cinayetlerin hat safaya ulaşması, cinsiyet ayırımı, iş cinayetlerine kurban edilmiş binlerce emekçi işçilerin dramı, çocukların tecevüze uğraması, 6-7 Ekim olaylarında 51 insanın niye, niçin öldürüldüğünün üstü kapatılması ve kim oldukları hiç bir şekilde bilinmemesi, doğanın katledilmesi, talana açık rant pazarın kurulması, vs. vs. yarın Dersim'e gidecek olan Davutoğlu, bütün bu ülkenin sorunlarıyla yüzleşmeyi kaldıracak kadar güçlü bir iradenin sahibi ve idrakı içinde değilse, kendi iktidarların nasıl bir duvara çarptığını farkına varmamasındaki yüzleşmeyle karşı karşıya gelecektir.
Dersim halkıyla, devletin yapmış olduğu zulümle yüzleşmek için, kendi yaratmış oldukları sorunlarla yüzleşmesi gerekmez mi?. Seyit Rıza'nın heykeline bakınca, nasıl bir ruh hali içinde olacaklarını çok merak ediyorum. İnkarla ve soykırım üzerinde geliştirdikleri cinayetlerle yüzleşmeden, Dersim de alevi ve kürt halkıyla yüzleşemez. Bu devlet ve iktidar, yüzleşme yerine, suç işlemeye devam etmektedir.!!!
İpek Bayrak.22.11.2014

22 Kasım 2014 Cumartesi

O GÜZEL DOSTTAN BİR HABER ALDIM
DUYDUM Kİ HALLERİ BİR YAMAN İMİŞ
BEN KENDİ DERDİME TESELLİ KILDIM
BAKTIM Kİ ÇARESİ BİR YALAN İMİŞ.
İpek Bayrak..21.11.2014
ÇOCUKLAR ÖLÜR DARAĞACINDA.!
çocuklar üşürken büyür
ana karnında,
doğarken
kan toplar sokaklar,
eziktir düşleri
büyümeden
avuçlarına
alır
ölümü,
gecenin karanlığında.!
bazen, deniz doğar
dalgalarında,
bazen, mahir olur
kızılderede,
bazen, İbrahim
doğar
güneşin ufkuna bakar hayali,
bir anne ağlar
darağacına bakan gözleri.
sokaklar çocuk ağlar,
her günün
her gecesinde
masumiyetleri ölür
darağacında.!!
İpek Bayrak.. 20.11.2014
GÖZLERİNDE KAYBEDERİM KENDİMİ
YIKAR OLDUM İÇİMDEKİ BENDİMİ
KIVRIM KIVRIM AKAR YAŞLAR SEL GİBİ
GEL TABİP YARAMİ SAR BENİM İÇİN.!
İpek Bayrak..18.11.2014
HASETTE KURBANDIR NİCEDİR HALİM
DERT KEDER BÜYÜDÜ İŞTE BUNALIM
PADİŞAH KEYFİNDE, HALKA YANALIM
AHVALİ PERİŞAN HALİMİZ BİZİM.!!
İpek Bayrak..17.11.2014
Bazı insanlar çok yaşar ama bir şey ifade etmezler. Bazı insanlar az yaşar ama çok şey ifade ederler. Önemli olan yaşadığımız ömür değil, ömrümüzün içini doldurmayi başarabilmek ve yaşamın gereğini yerine getirmektir.İşte kısacık bir ömre nice güzellikler katarak aramızda ayrılan Amet Kaya, dolu dolu yaşarken geriye bıraktığı onurlu duruşuyla büyük izler bırakacak kadar, güzel değerlerle halkın yanında olmayi başaran ender insanlardan biridir. Ahmet Kaya'nin 14 yıl önce aramızda ayrılışının hüznü ve kederin içindeyiz. Bir söyleşide çok üşüdüğünü ve bu üşümenin yorgansızlık ve evsizlikten dolayi olmadığını, vatansızlıktan olduğunu belirtmişti Ahmet Kaya. O cümleyi sadece kendisi için değil, sürgün ve vatansız yaşayan nice dostları için kullandığınıda biliyorum.!! Güzel dostum, seni sevgi, saygı ve büyük bir özlemle selamliyorum. Hoşça kal iki gözüm. Hoşça kal. Işıklar içinde uyu.!!
İpek Bayrak..16.11.2014
YANAR DAĞ MİSALİ YANIP SÖNEN BEN
DÜŞTÜM PERVANEYE BOŞA DÖNEN BEN
SEYİTLER YURDUNA KONAN GÖÇEN BEN
PİR SEYİT RIZA'NIN DERDİ VAR BENDE.!!
İpek Bayrak..15.11.2014
Üzerinde tam 77 yıl geçmesine rağmen, Dersim ve Seyit Rıza'nın yarası halen kanamaya devam ediyor. . Seyitlerin sesinde korkulara düşen ve bu korkular sonucunda dehşet yaratan bir ülkenin yapmış olduğu soykırımla helallaşmadan, hiç bir yaranın kapanmayacağı gibi, bu davanın üstü de örtülemez.!
Sisteme endeksli siyaset yapan ve içinde bulunduğu kompleksli yapısında eriyen CHP, devlettin kolları arasına girip ve orda beslenen AKP, Tek tip ve tek ayak üstünde yürüyen MHP Dersim soykırımına kör bakan gözleriyle, sağır olan kullaklariyle, taşlaşan vicdanlariyla, insanda çıkmış halleriyle sorunu çözmek yerine, yaraya tuz batırmaya devam etmekteler..
Her konuşan kendine göre bir tarih yazıp çizmesi ise, bir felaket ötesi hadiselere yol açmaktadır. Sadece Mustafa Kemal Atatürk suçlu konuma düşmesin diye, her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu ve zalimliği göğüsleyecek kadar gözü dönmüş bu yaratıkların, dersim de özür dilemek yerine, kaçak göçek cevaplarla tavırlarını ortaya koymaktalar.
Katliama uğrayan dersim halkına ve Seyit Rıza'nın anısının önünde saygıyla eğiliyor ve tüm acıları paylaşiyorum.
İpek Bayrak.14.11.2014
GÖNÜL SOFRAM AÇIK, DOSTLARIM İÇİN !
ONA UZANACAK EL GEREK BANA
DİLİM VARMAZ YAR ADINI SÖYLEYİM
YARAMI SARACAK ŞAL GEREK BANA.
İpek Bayrak..14.11.2014

12 Kasım 2014 Çarşamba

GÖNÜL PINARLARIM AKMAZ BUZ GİBİ
AŞKIN İLE ERİYORUM TUZ GİBİ
ÇIKSAM YOKUŞUNA, İNSEM DÜZ GİBİ
N'OLUR DAĞLARINDA AŞIRMA BENİ.!!
İpek Bayrak.12.11.2014
DERSİM ÜZERİNDE ALEVİLERİ VURMAK VE ASİMLASYONA UĞRATMAK.!!
AKP ve Devlet çözüm sürecini sabota ederek çökmesine sebep olurken, yeni bir oyun ve planın içinde olduğunuda görmek lazım. Şimdi ki oyunları Dersim üzerinde aleviliği tarife çıkması, yeni çalışmalar içinde olduklarını beyan etmesi ve aleviliğin içini boşaltıp korsan alevilerle işbirliği içinde YENİ BİR ÇATI OLUŞTURMASI gibi bir aymazlığa düşmesi, alevileri bölüp parçama ve yönetme anlayişini güçlendirmiştir.!!
Alevilerin istek ve talepleri belliyken, bir başka tartışmaların içine girip, alevi islam anlayişidir yalanına çanak tutmak, ihanetlerin en büyüğüdür.. Binlerce yıldır kendini koruyan ve günümüze taşıyan bu inanç ve kültür, bozguncuların, ihanetçilerin, leş yiyenlerin, düşkünlerin, hainlerin eline bırakılmamalı ve bu ihanette seyirce kalınmamalıdır. Bu ihanet çemberini bozacak olan yine aleviler ve toplumu aydınlığa götürecek olan aydınlar olmalıdır.
Kürt sorunu çözülmeden alevi sorunu çözülemez, alevi sorunu çözülmeden, azınlıklar sorunu çözülemez ve bu anlayişi kabul etmeden demokrası hak ve özgürlükler inşa edilemez. Hukukun çöktüğü bir ülkede korsan cinayetlerle devlet hergün suç işlerken, yeni korsan açılımlarla oyalanmak, kendine ve devlete uygun bir alevi ve kürt yaratmak bu ülkenin hayrına değildir.
Dersim katlimını ve Seyit Rıza ya yapılan zulmü anlatan Başbaban, dersim ve Seyit Rıza'nın itibarını geri vermiyorsa ve Seyit Rıza'nın mezarının nerede olduğunu beyan etmiyorsa, iki yüzlülüğün devamında yeni asimlasyon perdelerini aralayarak yol almaya çalışmaktadır. Devlet'ti yönetenler bir topluma karşı yumuşak geçiş içine girebiliyorlarsa, biliniz ki orada bir başka art niyet ve kötülük yatmaktadır.
Bu utanmaz cahiller, yedeğine bir kaç soysuz, inkarcı, yol düşkünü, ihanetçi, çıkarcı alevileri yanına çekerek, aleviliği yeniden bizlere tarif etmesine gerek olmadığı gibi, aleviliği devlet dini haline getirip, islamın kattı kurallarıyla birleştirmeye çalışmaları yine hayırlı bir iş olmayacağını söylemek isterim.
Her sıkıştığınızda renkli sözler söyleyip halkın gazını almak, gelecekte olabilecek toplumsal derinliği daha çıkılmaz boyutlara taşımaktadır.
Alevilerin, Kürtlerin, Ezilen halkların, köylünün, kentlinin, işçinin, emekçinin çalışanın, öğrencinin hak ve talepleri bellidir. Bu taleplere kulağınızı kapatıp, gözlerinizi kör ederseniz, siz sorunları çözmek değil, daha fazla derin çukurlar açmaya adaysınız demektir.
Bu ihanet ve alçalma tarihin akışı içerisinde hep var olurken, Pirsultan gibi, Seyit Rıza gibi, Nesim-i gibi, Enel Hak Mansur gibi,Şey Bedreddin gibi, Deniz'ler, Mahir'ler, Hüseyin'ler, Yusuf'lar, İbo'lar, Mazlum'lar ve bunca yiğit devrimci halk önderleride olmuştur. Alime tarif gerekmez ve bu ihanet dalgasında vaz geçip, ülkeyi eşit haklar üzerinde inşa ediniz.
Başkasının inancı, kültürü ve yaşamsal tarzını tarif etmek sizin haddinize değildir. Halkın sırtındaki çullunu bile almaya çalışan bu zihniyet, toplumun damarındaki kanı emen anlayiş, doğayi talan edip viraneye çeviren bu canavar yapı, hırsızlık ve haksızlık üzerinde kendine saltanak ve beyaz mezarlar inşa ederken, halk her türlü sıkıntıyla boğuşmaya ve direnmeye çalışmaktadır. Yaşamsal damarları tek tek kesmeye yönelen bu anlayişin çöküşünüde hızlandırmaya ve olabilecek gelişmeleri görmemeye gayretlidir. Hiç bir toplum bu kadar derin ihanetti kaldıramaz.!
Erdoğan tüm itibarını yerlere sermişken, beyaz köşkler ve saraylar kurarak itibar elde etmeye çalışıyor. Bunun nafille bir çaba olduğunu kendiside bilmektedir. Bu kadar yoksulluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun, çaresizliğin olduğu bir ülkede, saraylar inşa ederek sorunlarda kutulamazsınız.. Nice şah ve padişah bu yolu denedi ve hiç birinin saray ve zenginlikleri kurtaramadığı gibi, halkın gücüyle de al aşağı olmuştur. Hiç bir saray ve saltanat sizin ihanetinizi örtemez ve temize çıkaramaz.!!!
İpek Bayrak..11.11.2014
BÖLÜK BÖLÜK DÖKÜLEYİM YOLUNA
BÜLBÜL OLUP YAR KONAYİM DALINA
YABAN ELLER DOKUNMASIN GÜLÜNE
ACITIR DİKENİ AĞLATIR BENİ..!!
İpek Bayrak..10.11.2014
KANAR BENİM KOLUM KANADIM KANAR
DERDİM DERT ÜSTÜNE DÜŞER CAN YANAR
BÜLBÜLLÜN FERYADI BAĞRIMI DELER
SANKİ BAHÇE AĞLAR, DİKEN GÜL AĞLAR.
İpek Bayrak..8.11.2014
ZALİM FELEK TERAZİN YOK TARTIN YOK
BENİ ALIP PAZAR PAZAR DOLAŞTIN !
ELİNDEN ÇIKARDIN YOK PAHASINA
CAN ALIP CANANLA NİÇİN YARIŞTIN ?
İpek Bayrak..7.11.2014
GÖNÜL GÖÇ EYLEDI SEHER VAKTIDE
BİLMEM NERE DÜŞER YOLUMUZ BİZİM
GAZEL GAZEL OLDU ÖMRÜM BAHARI
DÖKÜLDÜ YAPRAKLAR DALIMIZ BİZİM.
Ipek Bayrak..4.11.2014
İNDİK MADEN OCAĞINA
DÜŞTÜK ÖLÜM KUCAĞINA
BİR DİLİM EKMEK UĞRUNA
ÖLDÜK BİRER BİRER ANNE.!!!
İpek Bayrak..30.10.2014
Kobani de yaşanan devrim süreci, kürt halkını bir araya getirmeyi başarması açısında oldukça anlamlı ve değerlidir. Bu birliktelik belki kürtlerin karderini de değiştirmiş olur.!
İpek Bayrak..29.10.2014
9 ayin içinde 1.414 işçinin iş çinayetlerinde can vermesi ve bu katliamlar hakkında hiç bir düşünce sahibi olmayan iktidar, işçi ölümlerinden birinci derecede sorumlu olduğu kadarıyla, aynı zamanda cinayetlerin ortağı ve tek sahibidir..!!! Bu soyguncu, düzenbaz, hırsız, talancı, yalancı, riyakar tayfasını kınıyor ve lanetliyorum..
İpek Bayrak..28.10.2014
SORMA TABİP BENİM YARAM BAŞKADIR
KANİYOR İÇİMDE DERT GİZLİ GİZLİ
HER YANIM KERBELA ATEŞ İÇİNDE
YANİYOR YÜREĞİM KÖZ GİZLİ GİZLİ.
İpek Bayrak..28.10.2014
KERBELA KANAMAYA DEVAM EDİYOR.!!
Kerbela, zalime karşı bir direncin ve baş kaldırının adıdır. Direnişin senbolu olan Kerbela halen kanamaya devem ederken, günümüz yezit'i ile bizleri tekrar buluşturmayi yeniden sağlamıştır. Şengal da, Kobani de, tüm ortadoğunun göbeğinde yaşanan zulüm ve kıyımda görebildiğimiz ve ayrıca ülkemizden de yaşadıklarımız vahşettin ne kadar derin olduğunu göstermektedir..
İşte, tam bundan 1334 yıl önce işlenen bu kanlı katliam, ortadoğu ve islam corafyasıda tüm hızıyla devam ederken, ülkemizi de teyyet geçmediğini bir kez daha görmenin utancını yaşiyoruz.
Zalimin mazlumu ezme ve teslim alma hadisesi değildir sadece; ayni zamanda insanlığın teslim alınması olduğu gibi,vicdanların ve onurlu duruş sergiliyenlerin teslim alınma mekanizmasıdır, devrede olan. Bugün ki iktidar aynalayişi içinde olanların ayni yol ve yöntemlerle toplumsal şiddetti tetikleyip, insanlığın vicdanına kurşun sıkmaktadırlar.
Bunu yapmaya çalışırken de, hukuku çiğneyerek, demokrasiyi yok ederek, adalet duygusunu ortada kaldırarak, korku salarak, kaoit ortamlar yaratarak kendi usul ve yöntemlerini devreye sokarak haret etmektedirler.
Kimi koltuk, makam, saltanat, güç ve zenginlik karşısında küçülmeden, bükülmeden başını verirken, kimisi de sadece onurunu değil, omurgasını bile satarak bu gücün sahibi olmaya çalışmaktadırlar.
Bir iktidar kavgasının veya güç sahibi olmanın yolu ve yöntemi o gün nasıl meydana geldiyse, bu günde hedefini şaşırmadan devam etmek istendiğini görmekteyiz.
Onun içindirki; Kerbela olayi, insanlıkta unutulmaz izler bırakmış ve derin izdiraplara sokmuş büyük bir dramdır.
O gün de çocuklar susuz bırakılıp zehirli oklarla bedenleri parçaladılar, bu günde ayni yöntemlerle çocukların ciğerlerini söküp yediklerine tanık oluyoruz..O gün İmam Hüseyin'in başını bedeninde ayirip tepsilere konup üstünde kutlama yaptılar, bugün de bu yöntemlerle eline geçen her kim varsa, başını bedeninde ayirip sokakta top oynayarak kendi zalimliklerini tüm dünya ya göstermektedirler..
Kerbela Olayı, özetle Yezit’e biat etmeyen, onun haksızlıklarını onaylamayan Hz. Hüseyin’in dramatik hikâyesidir.
Hz. Hüseyin’in Kerbela da Yezit’e karşı göstermiş olduğu direngenlik, Aleviliğin biat etmeme kültür ve siyasetini belirlemesinde önemli bir yer edinmiştir. Sonraki dönemlerde siyasetini belirlemesinde etkili olmuştur.
Özellikle; Alevi toplumunun tarihsel sürecine baktığımızda bunu çok net olarak görmekteyiz: Selçuklu ve Osmanlı döneminde Baba İlyas, Şeyh Bedrettin, Kalender Çelebi, Pir Sultan, Hamdullah Çelebi, ya da daha öteye gidildiğinde, Ennel Hak ( Mansur) Seyyit Nesimi, günümüzde Seyyit Rıza, Alişer, siyasi sol hareketlerin önderlerinden olan İbrahim Kaypakkaya, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Mahir Çayan ve kürt halk önderlerinde olan binlerce devrimci savaşçının ve adlarını sayamayacağımız bunca yiğit insanların nedzinde Mazlum Doğan, Kemal Pir, Sakine Cansiz vs. vs.gibi canlar mazlumun hakkını savunmuş, muktedirlere biat etmemişlerdir.
Zorunlu din dersi uygulamasında AİHM’in kararını yok sayan iktidar, “Sünniliği” dayatarak Alevi çocuklarını asimile etmeye devam etmektedir.
Bu uygulamalardan rahatsız olan toplum ne zamanki demokratik bir talep için sokağa çıksa, iktidarın kolluk gücünün pervasızca müdahale yapmakta ve yer yer şiddet kullanarak susturmaya çalışmaktadır.
Günümüzde bulunduğumuz coğrafyada, özellikle Ortadoğu’da yaşanan emperyalist yeniden paylaşım planlarıyla yapılan kirli savaşlarla her gün onlarca masum cana kıyılmaktadır. “İnsanlığın ortada kaldırılıp yok edilmekten olan Her Yer Kerbelâ’dır.”Bizim için.!!
Tarihi katliamlarla özdeşleşmiş bir toplum olan Aleviler, Ortadoğu halklarının yaşadığı bu katliamları “Kerbela Katliamı”ndan ayrı göremez. Yas-u matem süresince Ortadoğu’da katledilen Êzidi, Kürt, Türkmen, Arap ve ne kadar farklı milletten ve inançtan insan varsa gülbanklarında onları da yâd ederler. Kerbela katliamını yapanları lanetledikleri gibi, bu katliamları yapanları da lanetlerler okurlar. Mazlumun göz yaşı, acısı, kederi hep aynıdır. Her kimki, mazlumlarda yana bir tavır ortaya koyuyorsa, kendi onur ve namusunuda korumuş olan kimselerdir.!
Kerbelaların yaşanmadığı bir dünyaya özlem ve sevgilerimle...
İpek Bayrak..27.10.2014
BU KOCA DÜNYADA SANA DA YER VAR !
O KADAR DERİNE DALMA SEVDİĞİM
ÖRMÜŞSÜN ÖNÜNE KOCAMAN DUVAR
KAPILARA KİLİT VURMA SEVDİĞİM.
İpek Bayrak..26.10.2014
Ne çok yitirdik sevdiklerimizi! kimi kahpe kurşunların hedefi oldu, kimi devletin eliyle kurulmuş olan iğdam sehpasında can verdi, kimi de tozlu raflarda bekleyen dosyaların arasında isimsiz ve künyesiz kaybolan nice güzel insan oldu.!!!
Bütün bu cinayetleri devlet işledi! bu kan devletin döktüğü kandır. Boğazına kadar kana gömülüp batan ve kanla beslenen ne yazık ki yine devletin kendisi olmuştur. Usanmadan, yorulmadan, aklanmadan, paklanmadan, ayni yol ve yöntemi bu günde uygulamakta geri kalmamaya kararlı bir şekilde zulmüne devam ediyor.
Devrimciler, Emperyalizme, faşizme, dinci gericiliğe, talancıya, hırsıza, namusuza, onursuza, haksızlığa, adaletsizliğe karşı direnen yiğitlerdir. O, günde öyleydi, bu günde böyledir. Hıdır Aslan'ı ve tüm yoldaşları anmadan olmazdı. Bu vesileyle Berfo anayi ve c.tesi annelerini anmadan olmazdı. Kobani yi, Şengal'li, Suriye ve Irak'ta tüm halkların çaresizliğini hatırlanmadan olmazdı. Robos ki yi, Sivas'ı, Çorum'u, Maraş'ı, Dersim'i ve Koçgiri yi anmadan olmazdı.vs. vs. Onun için Berfo ananın ağıtlarına tanık olan bu ülke utancında bin kez ölmeliydi.!!! 500 haftadır, her cadde, sokak ve köşede çocuğunu arayan anaların sessiz çığlıklarında kaybolan bu ülke, binlerce kez utancından ölmeliydi.!! Hıdır Aslan yoldaşı anarken, tüm devrim şehitlerin anıları önünde saygıyla eğilir ve sevgilerimi sunarım.. Yıldızlar yoldaşınız olsun.. Birgün buluşma umuduyla hepinizin yüreklerinden öperim.. Hoşça kalın dostlarım..Hoşça kalın..
İpek Bayrak.. 25.10.2014
C.TESİ ANNELERİNE:
Anaların göz yaşlarında
yürüdüm,
çocukluğum, gençliğim
ve kaybolduğum gün.!
acılara beşiktir
benim memleketim.
bir ben vardım
bir sen,
ana gibi yar oldum,
baba gibi
diyara sığındım,
ama ben hep çocuk kaldım
ve çocuktum anamın göz renginde.!
tanıktır tüm sokaklar
kaybolduğuma,
berfo ananın,
feryadına
ağlarken, ağladı analar.
ölürken öldü
ülke,
kahrolası memlekette.!!
İpek Bayrak..25.10.2014
AŞK BİLMEYEN ALMAZ ÖĞÜT
MUHABBETTİ KÜFÜR BİLİR
EHLİ KAMİL SOFRASINDA
OTURMAYİ ZİLLET BİLİR.!!
İpek Bayrak.24.10.2014